- O'nu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.
- Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım Bu gece dağ başları kadar yalnızım Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından Dudaklarımda eski bir mektep türküsü Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim Gözlerim gözlerini arıyor durmadan Nerdesin?
- Evet bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve safi lezzet elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen; nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten mübtela olur.
- Emrah der ki düştüm dile Bülbül figan eder güle Güzel sevmek bir sarp kale Ya alınır ya alınmaz
- Dedim: Emrah gibi var mı aşıkın? Dedi: Elbet benim senin layıkın. Dedim: Halinden bil bağrı yanığın! Dedi: Bilmez idim, şimdi inandım.
- Nereden nereye sevmişim onu Ateşi koymuyor yakıyor beni Aşık Emrah sever böyle bir canı Sevmesem incinir, sevsem incinir.
- Emrah'ım dinledin benim sözlerim Muhabbetin can evimde gizlerim Ne duruyon ağlasana gözlerim Bir daha yarini görebilmezsin
- Hiç yoktur aklım başımda, Dilber hayali düşümde, Sevgili yarin peşinde, Bana mekan oldu dağlar.
- EY EFENDİM Ey efendim bana meylin var ise Mahabbetin benim ile yar olsun Eğer senden gayri güzel seversem Bülbül gibi işim ah ü zar olsun Tamahım yok bu dünyanın malına Atlasına dilbasına şalına Ben de Mecnun gibi dostun yoluna Terkettiğim namus ile ar olsun T'an eyleyip niçin eli kınarım Yad elinden giryan olup yanarım Pervaneyim dost şem'ine dönerim Gam değildir ko meskenim yar olsun Gevheri der fırsat gitti elimden Anın için korkum yoktur ölümden Kim cüda kıldıysa beni gülümden Bencileyin gonceleri har olsun
- BİR AYRILIK, BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karacoğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karacaoğlan