- Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi vatanınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever. Allah sizi ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi vatanınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar! Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendisidir! Mümtehine 8-9
- Allah, Kitap?ta eksik olmadığını söylerken; Kuran?ı daha çok ölülerin arkasından okunan bir kitap gibi kullanıp, Kuran?ın manasından çok musikisine önem verenler, ne yazık ki bu ayetlerin manasını anlayamıyorlar. Kuran yerine ilmihal kitabını, mana yerine musikiyi, canlılar yerine ölüleri, Kuran?da anlatıldığı şekliyle İslam yerine mezheplerin İslamı?nı ön plana alanlar; Kuran?ı, manayı ve canlıları ön plana almadıkça, apaçık olan bu ayetlerin manalarını da anlamaları pek mümkün gözükmemektedir. (Sayfa 33)
- Nurullah Genç / Rüveyda
- ANAHTAR Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam, Açsam göğün mavi kapılarını. Bir samanyolundan geçip dolaşsam Yıldızların altın yapılarını! Dolansa boynuma ışıktan kollar, Açsa esrarını gök perde perde: Kaybolan sesleri duysam yeniden, Kaybolan yüzleri görsem göklerde! ... Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam, Toprak kilidini açsam dünyanın, Çözsem düğüm düğüm muammasını Ölüm denen sonsuz, büyük rüyanın! Gelse bahçe bahçe mevsimler dile, Ağaçlar, çiçekler konuşsa biraz: Kimdir şu dallarda kızıl gülleri Böyle alev alev yakan sihirbaz! Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam, Ne yıldızlar için, ne güller için! Alnı eşiğinde bekleyenlere Açılmak bilmeyen gönüller için!
- Bekliyorum En güzel rüyaları andıran enginlere En güzel ümitlerle açılmak istiyorum. Gözlerinin içinde, bilmediğim bir yere Günlerce gitmek gitmek ve dönmemek...diyorum. Fakat siyah ufkunu ne gün, ne ay açıyor. Dalgalar bulutlardan inmiyor bu denizde. Bekliyorum, fırtına dinmiyor bu denizde. Bu denizde en ıssız karanlıklar yaşıyor. Ve ben şimdi aydınlık sokaklar bekliyorum. Ümidi bir yelken gibi açarak bir gemiye Sonsuz mesafelere doğru açılsam diye Bir güzel gün, bir sükûn, bir bahar bekliyorum. .
- Yaşadıkça öğrendim; kimi sevgililer uzağına düşer insanın... Kalabalıklara karışır... Kimi sevgililer kara toprağa... (Uçan Balonum Nerede?)
- Kırık hayaller kanatırken de avuçlarımı sıkabilmeyi; gidenlerin arkasından tevekkülle bakabilmeyi öğrendim. Öğrendim, zamanın terkisine aldıklarının geri gelmediğini. (Uçan Balonum Nerede?)
- Yalçın üzgün görünüyor. "Hocam, beni seviyorsanız bu belgeyi geri alın!" diyor. "Neden Yalçın?" "Aile saadetimiz bu kadar bu kadar mutluluğu kaldıramaz, hocam. Her karne gecesinde aynı sahnelere alışkın babam, şimdi eli havada bir heykele dönüşecek. Annem bize bu günleri de mi gösterecektin diye kalp krizi geçirir, herhalde. Ağabeyim, teşekkür alabiliyordun da bunca yıldır niye alamadın, diye beni döver. Ablam, Yalçın'ın bile teşekkür aldığı bir dünyada yaşamak istemiyorum diye intihar eder. En iyisi, yol yakınken siz bu teşekkürü bende alın hocam." (Uçan Balonum Nerede?)
- Ayağa kalktım desi anlattım. Yine dinledin beni, masumca oturduğun o sıradan. Seni kaldırdım tahtaya. Her zamankinden farklı bir ifaden vardı. "Kalkmak istemiyorum!" dedin. İnanamadım küçüğüm. Beni çiğneyip geçmene inanamadım. Sinirlendim, tekrar söyledim adını, "tahtaya kalk!" Gözlerin doldu, ama kalkmadın. Ne acı ki gururuma yenildim. Ben, her şeyi anlayan öğretmenin ben; yokluktan üşüyen onurunu hissedemedim. Kalktın; evet kalktın; bir damla düştü gözlerinden yanıma geldin, gözlerime baktın. Israr etmesem konuşmayacaktın biliyorum. Usulca yaklaştın kulağıma fısıldadın. Hala kulaklarımda o sözün "Öğretmenim, ayakkabılarım yırtık, çoraplarım gözüküyor. Arkadaşların görmesinden utandım; o yüzden kalkmadım..." Bilir misin? Kurşun, insanı bir kez öldürür; ben o an binlerce kez öldüm. (Sana İtirafım Var)
- Teğmen, Mehmet ve diğer şehitler arasında, Çanakkale'yi kazandıran ruhu sezdiren bir tirad söylerken oyunun adına da gönderme yapıyor: Var olun yiğitlerim. Gazanız mübarek olsun. (Yürür bakışlarını şehitler arasında gezdirir. Uzaklara bakar) Bir diriliştir bu. Bir şahlanış... Yalnızdık, suskunduk, acılıydık. 'Hasta' dediler. 'Yerinden doğrulamaz' dediler. fırsat bu fırsat dediler. Ardından bütün dünya yürüdü üstümüze. Ne çok düşmanımız varmış. Kara bulutlar çöktü üstümüze. (kısa bir sessizlik) Öyle bir doğrulduk ki yerimizden Yeni bir tarih yazdık. Yeni bir destan. Evet, destan... Kahramanları... (Bayrağı gösterir) Bir hilal uğruna batan (şehitleri gösterir) şu güneşlerdir. Bayrağa kan verdiler onlar. Can verdiler toprağa. Bir enkazdan bir abide çıkardılar. Ölüme koştular. Ne için? Kimin için? (Sessizlik) Benim için... (Seyirciye) Sizin için... Hepimiz için... (Sessizlik) Bugün kurban bayramı. Onlar bayramı yaşamadılar. Biz yaşayalım diye. Kurban oldular. Vatana kurban. Yüzlerce, binlerce, yüz binlerce kurban. (Sessizlik) BİZ BUYUZ İŞTE. GÜN GELİR VATANA KURBAN OLURUZ!" (Bir Rüyayı Öğrenciyle Bölüşmek)