- "Bir tek şeyi iyice öğreniyorum," dedi. "Her zaman,her gün,hep yanı şeyi öğreniyorum. Başın dertteyse, canın yanmışsa,bir şeye ihtiyacın varsa...fakir insanlara git. Sana ancak onlar yardım eder...yalnız onlar." Sayfa 461
- Ve insan, karşısına çıkan her engeli aşmış, her düşmanı yenmiş. Yalnız bir tanesinin üstesinden gelememiş. Evet, yalnızca kendisini yenememiş. İnsanlık nasıl da nefret ediyor kendi kendisinden.
- "İşçi takımın kusuru nedir bilir misiniz." dedi. "Söyleyeyim. Çok gevezeler. Daha az konuşup daha çok çalışsalar, bugüne dek çok şey değişirdi."
- Devleti yıkmaya kalkmışım. Oysa yaptığım bir konuşmada, açlıktan ölen insanların varlığından dem vurmuştum yalnızca.
- Bir kaç küçük tecrübe sonunda anladım ki, amaç hiç bir zaman kullanılan araçlardan farklı olmuyor. Şiddet ancak şiddeti doğuruyor.
- Bir kerecik konuşmuşlardı, ama konuşmak salt alışkanlıktan doğuyorsa ne gereği vardı ki. Kino, mutlulukla içini çekti, konuşma buydu işte.
- Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi...
- Kino eti aldı, işte orada dev inci, bir ay görkemiyle parlıyordu. Işığı tutsak ediyor, inceltiyor, gümüşsü bir parıltıyla yansıtıyordu. Bir martı yumurtası büyüklüğündeydi. Dünyanın en büyük incisiydi. Juana soluğunu tuttu, hafif bir inilti koyverdi. Umulan incinin gizli ezgisi yükseldi; duru, güzel, zengin, sıcak, olağanüstü, parıltılı, düşman çatlatırcasına, ve muzaffer. Dev incinin yüzeyinde düş biçimleri seçilebiliyordu. Ölen etten ayırdı inciyi, avucuna aldı, evirdi, çevirdi, eğiminin kusursuz olduğunu gördü.
- Kasaba, koloni halinde yaşayan bir hayvan gibidir. Kasabanın bir sinir sistemi, bir başı, omuzları ve ayakları vardır. Kasaba, öbür kasabalara hiç benzemeyen apayrı bir yaratıktır, öyle ki dünyada birbirine benzeyen iki kasaba bulamazsınız. Kasabanın duyguları da bütünlük gösterir. Haberlerin kasaba sokaklarında nasıl yayıldığı kolayca çözümlenemeyecek bir gizdir. Sanki haber, seğirtip onu yetiştirmeye can atan küçük oğlanlardan da, çitlerden eğilip çığrışan kadınlardan da daha tez ayaklıdır.
- Haber, kilisenin önünde bekleşen dilencilere herkesten önce vardı, onları keyiften kıkır kıkır güldürdü, çünkü dünyada birdenbire şansı dönen bir yoksul kadar sadakadan yana cömert adam olmadığını bilirlerdi.