Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Bazı herifler kaybettikleri bir şeyin peşinde günlerce koştururlar. Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç. Biraz ödlek olmamın nedeni de bu belki. Ama bu, iyi bir özür değil.
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Oyunmuş,kıçımın kenarı. Oyun öyle mi? Tüm asların bulunduğu takımdaysan, oyun o zaman, tamam; kabul ederim. Ya öteki takımdaysan, as oyuncu filan yoksa, oyunla ilgisi kalır mı bunun? Hiç yani. Yok oyun moyun.
Hayatta karşılaşabileceginiz en felaket yalancı benimdir herhalde. Rezalet bir şey. Yani, bir dergi almak için gazeteciye gidiyorken bile, biri bana rastlayıp nereye gittiğimi sorsa, gözümü kırpmadan operaya gittiğimi söylerim.
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydi da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
Sonunda perdelerin arasından çıktı, duş eşiğinin üstünde dikilip,sinemaya benimle birlikte başka kim gidiyor diye sordu. Başka kim gidiyor diye hep sorardı. Yemin ederim, bu herifin gemisi batsa , lanet bir sandalla onu kurtarmaya gitseniz, sandala binmeden önce mutlaka kürekte kim var diye sorardı.
Bir şeylere üzülüyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. Üzülmekten gidemem. Üzülmeyi bırakıp gidemem.
Çok güzel bir sesi vardı. Daha doğrusu, çok güzel bir telefon sesi. Yanında lanet bir telefonla dolaşsa yeriydi yani.
İnci Aral
Julio Cortazar
Murat Gülsoy
Halide Edib Adıvar
Martin Lings
Alain de Botton
Tezer Özlü
Eduardo Galeano
Ömer Lütfi Mete
Hüseyin Nihal Atsız