- "O heybetli şatonun muhteşem ruhu kaybolmuştu. Şimdi içinde bulunanlar o eski ruha yabancı insanlardı. Onlar, öğretmenden beş numara koparabilmeye uğraşan çocuklarla, ay başını iple çeken ve maaş hesabından başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir takım ölülerdi. Asıl yaşayanlar bir zaman orada bulunmuş, konuşmuş, şakalaşmış, çalışmış, dövüşmüş ve hepsinden fazla olarak da ıztırap çekmiş olan Askerî Tıbbiyelilerdi. Atmacalar yuvasında şimdi serçeler bulunuyordu. "
- "Bunların hepsi olabilirdi. Fakat acaba bir memleketi başka bir memlekete satmak isteyen bir adam dünyanın neresinde olursa olsun bir telkin müessesesine getirilir miydi? Bu, görülmemiş bir hamakat, yahut eşsiz bir ihanetti."
- "İnsanlar ot gibi, hayvan gibi yalnız o an için yaşamak istemiyorlarsa ilerisini kollamak mecburiyetindedirler. Kendilerini dünya zevklerinden mahrum ederek kendisinden çok sonrakilerin bahtiyarlığı için didinen ve ?deli? veya ?kaçık? denilen insanlar gerçek insanlardır."
- "İngilizlerin bize gizli düşmanlığı önce müteassıp Hıristiyan olmalarından, sonra Haçlı seferlerinde boyuna dayak yemiş bulunmalarından , en sonrada kendilerinin en kuvvetli oldukları bir zamanda Çanakkale savaşlarında yenilmelerinden doğmaktadır."
- "Bir toplulukta aşağılık duygusu başladı mı, artık dışarıdan gelen her şeye hayranlıkla bakılır. Milletin aydınları, profesörleri, gazetecileri baştan başa dalkavuk ve riyakar olursa, bir topluluk hak ve hakikat uğruna şehit veremez duruma düşerse, artık ona kabul ettirilmeyecek batık kalmaz."
- "Bir hükümetin yabancılara hoş görünmek için kendi vatandaşlarına kıyması kadar iğrenç şey pek azdır."
- "Ruslar kendi bakımlarından çok haklı olan bu düşünceyle gözlerini Türkiye?ye çevirdiler. Türkiye o zaman 17 milyon nüfuslu, yoksul ve geri bir devletti. Yolları çok az, istihsali az, halkının ancak yüzde yirmisi okuyup yazan bu devletin ordusu da silah bakımından çok geri idi. Pek az tankı, iki üç yüz uçağı vardı. Nakliyesini at, katır ve develerle yapıyordu. Klasik usulde bir piyade ordusu idi. Topçusu bile yeter derecede değildi. Hele gaz hücumlarına karşı korunma tedbiri yok gibi idi. Bütün memlekette de, Çankaya?da İsmet İnönü ve maiyeti için yapılmış olan sığınaktan başka sığınak yoktu. Bu ordunun güveneceği tek nesne vardı: millî inanç henüz ayakta idi."
- "Bir olayın teferruatını gizleyince bozgunu başarı gibi göstermek her zaman mümkündür."
- "Zifirî karanlık ve dondurucu soğuk altında akşam yemeklerini yiyen Türk askerlerini görünce iradem dışında olarak, tarihin kahramanlık şiirlerini yazan Türk askerlerini düşünmüştüm. Hepsinde kim bilir ne acılara katlanılmıştı. Ama bu kadar boşuna be hamakat eseri, tedbirsizlik neticesi olan sıkıntı çekilmemişti. Fakat Türk milleti sapasağlam duruyordu. Türk milleti, işte şu karanlıkta sessizce yoksul karavanalarını yiyen, yüzleri gözükmeyen, şikayet etmeyen, katlanan, dayanan meçhul askerlerden ibaretti. O sırada, kendi çaplarında birer Samuray hayatı yaşayan iki lise öğretmeni, su dolu kovalarla eve dönüp ışığı yaktıkları zaman, ikisinin de gözleri yaşlıydı ve hayatlarının en dinç yıllarında bulundukları halde yorgun ve bitkindiler. Onları kovalardaki su değil, karanlıktaki meçhul askerlerin şikayetsiz sefaleti çökertmişti."
- "İnsanlar o kadar çabuk fikir değiştiriyor ve zıt fikirleri öyle bir ustalıkla savunuyorlardı ki, şaşmamak kabil değildi."