Ruslar kendi bakımlarından çok haklı olan bu düşünceyle gözlerini Türkiye?ye çevirdiler. Türkiye o zaman 17 milyon nüfuslu, yoksul ve geri bir devletti. Yolları çok az, istihsali az, halkının ancak yüzde yirmisi okuyup yazan bu devletin ordusu da silah bakımından çok geri idi. Pek az tankı, iki üç yüz uçağı vardı. Nakliyesini at, katır ve develerle yapıyordu. Klasik usulde bir piyade ordusu idi. Topçusu bile yeter derecede değildi. Hele gaz hücumlarına karşı korunma tedbiri yok gibi idi. Bütün memlekette de, Çankaya?da İsmet İnönü ve maiyeti için yapılmış olan sığınaktan başka sığınak yoktu. Bu ordunun güveneceği tek nesne vardı: millî inanç henüz ayakta idi.
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
- "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
- "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
- "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."