- savaşı çıkarmak, savaşı bitirmekten kolaydır. (sf 150)
- İnsan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür. (sf 211)
- Çünkü başka bir şey düşünmesine olanak kalmadığından beri, kaçınılmaz anıların duygularına dokunmaması için katı düşünmeyi öğrenmişti. (sf 231)
- Durun inekler, ömür dediğin geçip gidiverir... (sf 305)
- ... Bir gün Güzel Remedios yıkanırken, yabancılardan biri, çatıdan kiremitleri sökerek onu seyretti ve kızın çıplaklığının o olağanüstü görüntüsü karşısında soluğu kesildi. Güzel Remedios, kırık kiremitler arasından adamın gözlerini görünce tepkisi UTANMAK DEĞİL, KORKU TELAŞ oldu. "Dikkat et!" diye bağırdı. "Düşeceksin." Yabancı, "Sizi görmek istemiştim" diye mırıldandı. "PEKİ, ZARARI YOK. YALNIZ DİKKAT ET. O KİREMİTLER ÇÜRÜKTÜR." YABANCININ YÜZÜNDE ACILI BİR SERSEMLİK VARDI. Bu serap bozulmasın diye içgüdüleriyle savaşıyor gibiydi. Güzel Remedios, adamın kiremitler kırılacak diye korktuğunu sandı ve onu bu tehlikeli durumdan bir an önce kurtarmak için her zamankinden daha çabuk yıkandı. Bir yandan kurnadan su alıp döküyor, bir yanda da çatıdaki yaprakların yağmurdan çürüdüğünü, damın bu yüzden çöktüğünü ve içeriye akrep dolduğunu adama anlatıyordu. Yabancı onun kendisine gösterdiği hoşgörüyü örtmek için gevezelik ettiğini düşünerek, kız sabunlanmaya başlayınca işi bir adım daha ileriye götürdü. "Sizi ben sabunlayayım" dedi. "Eksik olma, ama benim ellerim yetiyor bana." Yabancı, "Nolur hiç değilse sırtınızı sabunlayayım," diye yalvardı." "Saçma bir şey olur bu. İnsan hiç arkasını sabunlar mı?" Güzel Remedios, kurulanırken, yabancı ağlamaklı bir halde, ona yalvararak, kendisiyle evlenmesini istedi. Kız, yıkanan bir kadını seyretmek için yemek bile yemeden koca bir saat boşu boşuna duracak denli basit bir adamla dünyada evlenmeyeceğini söyledi., (BENİM HAYALİMDEKİ AŞK BU KADAR SAF BİRİ.. TERTEMİZ BİR DÜŞÜNCE DEĞİL Mİ :/ )
- Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.
- İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir. Ursula incitmeyen bir kararlılıkla direndi: -Sizlerin burada kalması için benim ölmem gerekiyorsa, ölürüm.
- "Aynada gördüğü kanamayı kendi yüzünde bulmaya çalıştı ama parmağına kan bulaşmadı ve herhangi bir kesik hissetmedi.Şaşkına dönmüştü.Cildinde kesik yoktu ama orada,aynada,öteki adamın kesiği hafifçe kanamaktaydı.Ve önceki huzursuzluğunun tekrarlanmasından dolayı duyduğu öfke içinde uyanarak gerçeğe dönüştü.Şimdi,aynanın karşısında,yine aynı hissi duymaya,bir ikizi olduğunun bilincine varmaya başladı.Oysa çenesi (yuvarlak;aynı surat) karşısında duruyordu işte.Gamzesindeki kılları usturanın ucuyla kesmesi gerekiyordu."
- "Biz erkekler önyargıların zavallı tutsaklarıyız," demişti ona bir kez. "Oysa bir kadın, bir erkekle yatmayı aklına koymayagörsün, aşamayacağı duvar, yıkamayacağı kale, çiğneyip geçemeyeceği ahlaki düşünce yoktur: Tanrı'nın bile önemi yoktur artık."
- "Bu yaşamdan götüreceğim biricik hayal kırıklığı şu: Birçok cenazede şarkı söylediğim halde, kendi cenazemde söyleyemeyeceğim."