- Kâh kimseyle konuşmak istemiyordu canım; kâh öyle aşırıya kaçıyordum ki, yalnızca çok konuşkan bir insan kesilmiyor, herkesle dost olmaya bile yelteniyordum.
- Bizim yeraltı insanını dizginde tutmak gerektiği inancındayım. Yeraltında kırk yıl sesini çıkarmadan oturmasına oturur da, yeryüzüne çıkınca konuşur, konuşur, konuşur...
- Her insanın hatıraları arasında herkese anlatmadığı, yalnızca dostlarına açtığı şeyler vardır. Ama dostlarına bile açmadığı (o da sır olarak) açtığı şeyler de vardır. Nihayet bazı şeyler de vardır ki, kendine açmaya bile korkar onları.
- 18. yüzyılda ihtiyar bir günahkar, "Tanrı olmasaydı onu yaratmalıydık." diye kesin bir düşünce ortaya attı. Ve insan gerçekten Tanrı'yı yarattı. İşin ilginç ve şaşırtan tarafı, Tanrı'nın gerçekten var olması değil, böyle bir düşüncenin, Tanrı ihtiyacına dair düşüncenin insan gibi vahşi zararlı bir yaratığın beyninde hayat bulması.
- Dostoyevski, "Ezilenler" adlı eseri ile haksızlığın ve yoksulluğun dramını büyük kent fonu üzerine büyük bir ustalıkla çizer. İnsan ruhunun derinliklerine iner, bireysel iç çatışmasını kolayca yansıtır. Olağandışı zihinsel durumlarla ilgilenirken çağdaş ruhbilimin bulgularını, varoluşçu düşünürlerin görüşlerini sanki o zamandan sezinlemiş gibidir. Karamsar ve tutucu yönlerine karşın Dostoyevski, "Ezilenler"de halktan çeşitli tipleri, acı çekenleri, suçlu insanları anlatmada eşsiz bir yetenek gösterir. "Ezilenler"i okurken, bir yandan gözleriniz yaşaracak, diğer yandan hayatın acı gerçekleriyle yüzleşeceksiniz. "Ezilenler", her insanın ayrı bir dünya olduğunu gözler önüne seren bir şaheser, sayfaları heyecanla çevireceğiniz bir Dostoyevski başyapıtı.
- saygıdeğer karıncalar yapı işine karınca yuvasıyla başlayıp hala da öyle sürdürmekle olumlu, sebatlı davranış adına büyük bir onur kazanmışlardır. Gelgeç gönüllü, tutarsız bir yaratık olan insanoğlu ise, belki de satranç oyuncuları gibi hedefi değil, hedefe giden yolu sever. Kim bilir, belki ( doğruluğuna bel bağlamayız kuşkusuz ) insanın yöneldiği tek hedef, hedefini elde etmek için harcadığı sürekli çabadır, başka bir deyişle yaşamın kendisidir.
- çok sevinmiş demesinler diye buluşma yerine herkesten önce gitmemeye ayrıca önem veriyordum.
- Ne yalan söyleyeyim, kentin uzak bir semtinde oturuyorum. Yürürken bir yandan da şarkı söylüyordum, çünkü mutlu olduğum zamanlar kendi kendime bir şeyler mırıldanırım. Hiçbir dostu, arkadaşı olmayan, sevinçli anlarında sevincini kimselerle paylaşamayan herkes aynı şeyi yapmaz mı?
- Ben hayaleinin biriyim; hayatımda yaşanmış böyle olaylar o kadar az, birlikte geçirdiğimiz şu dakikalar o kadar seyrek rastlanan cinsten ki, hayalimde bu anları birçok kez tekrarlamamak elimde değil. Sizi bütün bir gece, bütün bir hafta, bütün bir yıl hayal edeceğim.
- İşte hayal dünyası yeniden canlanıp kurulmuştur: Yeni bir dünya. Baş döndürücü yeni bir yaşam göz kamaştırıcı renkleriyle bizimkinin önünde sonsuza dek uzanmaktadır. Hayaller ona mutluluk yollarını açar. Çeşnisi degişik, aldatıcı, tatlı bir zehir! Artık onun bizim gerçek yaşamımızla ilgisi yoktur!