Oysa geleceğe, olgunlaşmaya ve ilerlemeye yönelik bir umut olmadan anlamlı bir yaşamdan söz edilemez...
?İnsan bu dünyada otuz yıl yaşamışsa eğer ve benim gibi hep yalnız başına savaşmak zorunda kalmışsa, o zaman beklenmeyen olaylara karşı bağışıklık kazanıyor ve bunlar yüzünden çok sarsılmıyor? Yalnız insanlar hep alışıktır beklenmeyen olaylara..?
Kadın eli her şeye sessizce çeki düzen verir...
Bu büyük satranç oyununda yerim yok benim; oyunun kurallarını hiçe sayarak, oyunu altüst ederek gözümü kraliçeye dikmişim! Şahın yerine geçmek istiyorum belki? Belki de bütün alanı geçirmek istiyorum elime? ! Ama bütün bunların olmasını gerçekten istiyorsam, başka türlü davranmalıyım... daha az insanca olmalı bu davranış.
Bugün bugün, yarın da yarın olduğuna göre, özgürlüğümü elimde tutuyorum demektir.
Kişiyi mutluluk öldürebilirse, benim çoktan ölmem gerekirdi!
Dilencilere çok para vermeyin, acınırsınız sonra!
Don Kişot'un mutsuzluğu hayal gücünden değil Sanço Panza'dan kaynaklanır.
Dünyanın pisliğiyle sıvanmış gözlerimizle bakınca, bir tünelde kaza geçirmiş tren yolcularına benziyoruz: Kazaya uğradığımız noktadan tünelin ucundaki ışık seçilemiyor, o ışık öylesine küçük ki, seçebilmek için bir an ara vermeden bakmanın sürdürülmesi gerek, üstelik tünelin ucunun varlığı da kesin değil.
Kuramları kullanarak, dünyayı dışarıdan bir müdahele ile çökertmek mümkündür; ne var ki, insan o çöküntünün içine düşmekten kurtulamayacaktır. Kendini ve dünyayı aynı gerçeklik durumunda, dinginlik içinde tutmak ancak içeriden başarılabilir.
Vladimir Bartol
William Cuthbert Faulkner
Meltem Arıkan
F. Scott Fitzgerald
Markus Zusak
Virginia Woolf
Bengül Dedeoğlu
Mehmet Akif Ersoy
Bertolt Brecht
Cecelia Ahern