- Ben kirliyim Milena. Hem de çok kirli. Temizlik ve saflık konusunda bu kadar takıntılı olmamın sebebi de budur zaten. Hiç kimse cehennemin en derin çukurlarına atılmış insanlar kadar saf bir şekilde çığlık atamaz. İşte biz, meleklerin ilahileri yerine onları dinleriz.
- Nuh'un güvercini gibi deriz, bizleri de salıvermişler yeryüzüne... Yeşil bir yaprak geçirememişiz elimize, ne çıkar? Geminin karanlıklarına gömülürüz gene, olur biter.
- Ölüm döşeğinde yatan biri, ölümle burun buruna olmanın verdiği umursamazlık içinde şunları söylüyor: "Bütün yaşamım eğlenceye karşı komakla geçti." Bir de öğrenci var, öğretmeniyle eğlenerek: "Durmadan ölümden söz ediyorsun" diyor, "ama ölmedin daha." "Öleceğim, öleceğim oğlum, son türkümü çağırıyorum, kiminin türküsü uzun sürer, kiminin kısa... Birkaç sözcüktür uzunluğu kısalığı yapan."
- Kafam hastaymış, yorgunmuş, pazartesi Munich üzerinden yola çıkıyormuşum, ne çıkar? Bugün böylesine mutlu, böylesine güzel kalacak ya!
- Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.
- '' Bu sembol adaleti temsil ediyor. '' dedi ressam. '' Şimdi görebiliyorum,'' dedi K. Şu kısım göz bağı, şuradaki de terazi. Şu topuklarındakiler kanat mı?'' '' Evet.'' '' Adaletin, olduğu yerde kımıldamadan durması gerekir. Aksi takdirde teraziler de hareket etmeye başlayacak ve doğru ölçümün yapılması imkansız hale gelecektir.'' (syf 174)
- Yasalar masumların serbest bırakılacağını söyler ne var ki yargıçların tesir altına alınabileceği hiçbir yerde yazmaz. (syf 183)
- Birinin dediğine göre yeryüzünün gerçek sahipleri şişmanlarmış... onlar işe yararmış yalnız, çünkü Doğu'yu ısıtır, Kuzey'i gölgelendirirlermiş
- Benim sıkıntım içimden; ciğerlerimin hastalığı içimin sıkıntısını örtmek için çıktı ortaya.
- Kanun, isteyen herkes için herhangi bir zamanda erişilebilir olmalıdır. (syf 253)