- -Yine de aslında sevdiğim sadece sen değilsin, daha fazlası; senin aracılığınla bana hediye edilen varlığım...
- -Bu dünyada olduğun için teşekkürler; baştan ona bakıp da senin, içinde bulunabileceğini düşünemezdim...
- ?Bak Milena..! ?En çok seni seviyorum!? diyorum; ama 'Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla.? desem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki...?
- ? Her zaman olmasa da arada sırada ?sen? de bana olmaz mı..?
- Mesela neden odanda duran ve senin koltukta ya da çalışma masasının başında oturuşunu, uzanışını, uyuyuşunu seyreden mutlu dolap değilim.?
- Buna inanamıyorum, inandığımda gözümde canlandıramıyorum, canlandırdığımdaysa "pazar günkü" kadar güzelsin - yok, buna artık güzellik de denemezdi; cennetin yerini yurdunu şaşırmasıydı bu...
- Böyle gevezelik etmemin tek sebebi, her şeye rağmen senin yanında kendimi iyi hissetmem...
- Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellerle ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.
- ... Ayrıca senin pek tatlı, seyrek görülen, sessiz, memnun, evet diyen bir başka gülümseyişin de var ki, gülümsediğin kimseyi mutluluğa gömebiliyor. Çocukluğumda doğrudan bana böyle bir gülümsemenin nasip olduğunu anımsamıyorum, ama olmuştur belki; çünkü henüz bana masum bir gözle bakarak büyük umutlar bağladığın o vakitler, böyle bir gülümsemeyi ne diye esirgeyecektin benden. Hem bu gibi güler yüzlü izlenimler, sürüp giden zaman boyutunda ruhumdaki suçluluk bilincini büyütmekten ve dünyayı benim için daha anlaşılmaz kılmaktan başka işe yaramadı...(s:35)
- Aslında hep aynı şeyi yazıyoruz. Bir ben sana hasta olup olmadığını soruyorum, bir sen bu konuda yazıyorsun. Bir ben ölmek istiyorum, bir sen; bir ben pul istiyorum, bir sen; bir ben senin önünde küçük bir oğlan çocuğu gibi ağlamak istiyorum, bir sen benim önümde küçük bir kız çocuğu gibi? Ve bir kez, bin kez, sürekli senin yanında olmak istiyorum, sen de aynısını söylüyorsun. Yeter artık, yeter??