- Sevgili Bayan Milena, gün o kadar kısa ki, sizinle ve bir kaç ufak tefek işle geçip sona eriveriyor. Gerçek Milena'ya yazacak biraz bile zaman yok, çünkü daha da gerçek olanı bütün gün buradaydı; odada, balkonda, bulutlarda...
- Kirliyim ben Milena, sonsuz kirli, o yüzden temizlik konusunda böylesine yaygara ediyorum. Hiç kimse cehennemin dibindekiler kadar temiz şarkı söyleyemez; meleklerin söylediğini sandığımız şarkı, aslında onlarınkidir.
- ''sayısız sığınak vardır, ancak kurtuluş yolu tektir; ama kurtuluş olasılıkları yine de sığınaklar kadar çoktur. bir hedef var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır.''
- "İnsanın asıl olarak iki günahı vardır,diğerleri bunlardan kaynaklanır:Sabırsızlık ve tembellik."
- "Kötü davranmak bizden istenir ;iyi davranmak ise,zaten içimizdedir."
- Hayır Milena, yalvarırım sana yazmamın başka bir yolunu bul. Boşu boşuna postaneye gitmemelisin. Başka bir yolunu bulamazsan, buna boyun eğmek gerekecek ama en azından bir yol bulmaya zorla kendini.
- İçten pazarlıklı değilim Milena (Ama sanki eskıden daha açık ve net yazıyordum, ne dersin?)
- Bugün iki mektubun geldi. Elbette haklısın Milena, kendi mektuplarımın verdiği utançtan senin yazdığın cevapları açmaya cesaret edemiyorum. Neyse ki mektuplarımda gerçekler ya da en azından gerçek yolunda dile getirilenler var, eğer mektuplarım yalanlarla dolu olsaydı cevapların karşısında ne yapardım? Cevabı basit; Çıldırırdım. Dolayısıyla gerçekleri söylemek öyle büyük bir kazanç değil, üstelik o kadar az ki bunlar, devamlı aktarılmayacak olanı aktarıyorum sana, açıklanamayacak olanı açıklamaya, etim de kemiğim de ve ancak orada yaşanabilecek olanı anlatmaya. Bu belki de temelde, daha önce sık sık sözünü ettiğimiz o korkudan başka bir şey değil ama her şeye yayılmış bir korku, korku, tek bir kelimenin söylenmesinden duyulan şiddetli korku. ama bu korku belki de sadece korku değil,aynı zamanda korku uyandıran her şeyi ötesinde olana duyulan özlem.
- Bazen karşılıklı iki kapısı olan bir odamız varmış gibi geliyor; ikimiz de kendi kapımızın kolunu tutuyoruz, birimiz gözünü kırpsa diğerimiz kendi kapısının ardına kaçıveriyor ve ili tek bir söz söylemeye kalksa, kincisi kesinlikle çoktan kapıyı arkasından kilitlemiş ve gözden kaybolmuş oluyor. Kapıyı tekrar açacak, çünkü belki de insanın terk edemediği bir oda. İlki ikincisine bu kadar benzemese, sakin olsa, ötekine bakıyormuş gibi davransa, odayı sanki herhangi bir odaymış gibi yavaş yavaş düzene sokacak; ama bunun yerine o da kapının arada aynı şeyi yapıyor, hatta bazen ikisi de kapılarının arkasına saklanıyorlar ve güzelim oda bomboş kalıyor.
- Ben kirliyim Milena. Hem de çok kirli. Temizlik ve saflık konusunda bu kadar takıntılı olmamın sebebi de budur zaten. Hiç kimse cehennemin en derin çukurlarına atılmış insanlar kadar saf bir şekilde çığlık atamaz. İşte biz, meleklerin ilahileri yerine onları dinleriz.