- Söyle kötü adam, beni neden suçluyorsun? Tanımıyorum seni, hatta ilk kez görüyorum. Bana bu şekerlemeciden şeker almam için para verdiğini iddia ediyorsun demek. Hayır, kesinlikle yanılıyorsun, bana para verdiğin yok. Sakın beni arkadaşım Fritz sanmayasın? Fakat onunla da hiç benzemeyiz ki. Okula gelmenden, bu suçlamayı öğretmenime söylemek istemenden çekiniyorum. Öğretmenim iyi tanır beni, sana inanmayacaktır. İddia ettiğin parayı da ailemden alacağını sanma, asla ödemeyeceklerdir. Üstelik neden ödesinler, söz konusu parayı senden almadım ki. Yine de sana bir şey vermeye kalkarlarsa itiraz edeceğim. Bırak yakamı da gideyim Neden peşimden geliyorsun, bak, polise şikâyet edeceğim seni. Bak sen, polisle karşılaşmak istemiyorsun demek...
- Milena yardım et bana! söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla!
- insan otuz yaşındaysa ve benim gibi hayatla tek başına mücadele ettiyse, beklenmedik olaylar karşısında sağlam durabiliyor ve pek etkilenmiyor.Özellikle bugünkü gibi olaylar karşısında
- konuştuğum herkesin hemfikir olduğu nokta,önemsiz iddiaların dikkate alınmadığı, mahkeme bir kez dava açmaya karar verdiyse davalının suçlu olduğuna kesinlikle inandığı ve bu inancından çok zor döndüğü
- Insanların tüm kusurları sabırsızlık, yaptıkları işte yönteme vaktinden önce son veriş, ve sözde bir sorunu sözde bir çit içine almaktır
- Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
- Bu adeta cehennemde bir tek kazanı devirmek için uğraşmaya benziyor. İlk denemede başaramazsınız, ikinci denemede başarılı olsanız bile kazandan akan korla yanarsınız ve cehennem hala tüm görkemiyle varlığını sürdürmeye devam eder.
- Hadi bakalım şimdi sırf eğlence olsun diye gerçekleşmesi en imkansız şeylerden bahsedelim. Ama çocuklar her şeyi çok ciddiye alır ve imkansızlık nedir bilmezler, herhangi bir şeyi yaparken on kez başarısız olsalar da on birinci denemede başarılı olacaklarına inanırlar ve daha önceki on denemenin başarısız olduğunun farkında bile değildirler. Söylemleri ve eylemleri, bir yetişkinin zekası ile birleştirilirse çocuklar oldukça ürpertici olabilirler.
- ''?bana gelirsen şimdi, uçurumun dibini boylarsın. Sezinlemiyor musun bunu?''
- Bu küçük kadın benden hiç memnun değil,hep eleştirecek bir kusur buluyor bende,hep kendisine haksızlık yaptığımı düşünüyor; attığım her adım ve yaptığım her şeyle kızdırıyorum onu; insani yaşamını en küçük parçalara bölebilse ve her parçayı ayrı ayrı değerlendirebilse, kuşkusuz benim yaşamımın her bir parçası onu sinirlendirirdi. Nasıl oluyor da onu bu kadar çok kızdırıyorum diye sık sık düşündüm; bendeki her şey onun güzellik anlayışına, adalet anlayışına, alışkanlıklarına, geleneklerine, umutlarına ters düşebilir; birbirine bu denli zıt karakterler vardır, olabilir fakat bu zıtlık neden onu bu kadar çok üzüyor? İkimiz arasında onun benim yüzümden acı çekmesini gerektirecek bir ilişki yok. Yapması gereken tek şey, beni bir yabancı olarak görmesi ki ben de zaten öyleyim, beni bir yabancı olarak görmesine itirazım olmaz, aksine memnun olurum; benim varlığımı unutmaya karar versin yeterli, ben kendimi ona zorla kabul ettirmeye kalkışmadım, kalkışsam da- böyle yaparsa hiç acı çekmez. Onun davranışının beni de üzdüğünden bahsetmiyorum bile,çünkü onun acısıyla karşılaştırdığımda benim üzüntümün çok önemsiz kaldığını biliyorum. Öte yandan, çektiği acının aşk acısı olmadığının bilincindeyim; benim hatalarımı düzeltmek onun için hiç de önemli değil, üstelik bende eleştirdiği hiçbir şey benim ilerlememi engelleyecek şeyler değil. Aynı şekilde benim ilerlemem de onun umurunda değil, o sadece kendi kişisel çıkarlarını, yani ona çektirdiğim acıların intikamını almayı ve benden gelebilecek tehditleri engellemeyi düşünüyor. Bir defasında bu duruma nasıl son vereceğini söylemeye kalktıysam da, onu daha çok sinirlendirdiğimi görünce vazgeçtim ve bir daha da denememeye karar verdim.