- Geceyi uyku yerine mektuplarınla geçirdim. Her gün yazışmak, güçlendirecek yerde güçsüz kılıyor insanı. Eskiden bir solukta içerdim mektuplarını. Fakat şu an mektubunu okurken dudağımı kemiriyorum, şakaklarımın ezildiğini duyuyorum. Buna da boyun eğebilirim ama yokluğuna asla? ? Sev beni Milena..! ?
- Gelince seni nerede beklemek istediğimi bugün söylemem daha akıllıca olacaktı;ama bugün, şimdi bir yer adı söylersem, üç gün üç gece boyunca o yerin nasıl boş olduğunu, salı günü ben oraya karar verilen saatte gelene kadar beni nasıl beklediğini görürsem boğulabilirim.
- Yasamanin tek yolu hem orada hem burada sessiz ve sakin olmak. Biraz üzüntüyle, olsun varsin, ne fark eder? Uykuyu daha derin ve çocuksu kıkılar. Ama ıstırap uykunun içinden geçen bir sabandır ve bu dayanılmaz bir şey.
- Bu arada seni biraz izleyebilmiştim, aslında nasıl göründüğün benim için hiç de önemli değildi, tek umursadığım sözlerindi.
- Seni hiç görmesem bile bana aitsin...
- Sadece sessiz olabilirim, başka bir şey isteyemem, bir şey yapmak da istemiyorum zaten.
- Senin aptalca şakalarımı yüksek sesle okuyarak, gardıroba duyurmayacağın konusunda sana güveniyorum. Odanda olan hemen hemen her şeyi çılgıncasına seviyorum.
- "Akıl hastanesinde büyük araştırmalar yapmış olmalısınız." dedi. "Sadece kendiminkinde." dedim.
- Bugün Milena endişe, yorgunluk ve sensizlik var (sonuncusu yarın da olacak). Nasıl yorgun olmam?
- "Olmamasına razıyım.Oluyormuş gibi olmasın yeter.'