- ...her şey abartı, yalnızca özlem gerçek, o abartılamaz.
- "Sence, pek çirkin mi konuştum Freida hakkında?" dedi Olga. "Doğrusu öyle bir niyetim yoktu, kötü konuştuğumu da sanmıyorum, ama olur olur; öyle bir durumdayız ki, bütün dünyayla aramız açık; bir yakınmaya başlamaya görelim, kaptırıp gidiyoruz kendimizi, Allah bilir nereye!
- Kimse de bizi yanında çalıştırmıyordu; sanki hayatımızda ilk kez aylaklığa mahkum edilmiştik.
- İleride gerçekleşecek bir şeyden korktuğumuz yoktu; ancak içinde yaşadığımız durumdu bizi üzen; cezanın ta içinde bulunuyorduk.
- Amalia, o sabah aile içinde yönetimi ele almış, avucunda sımsıkı tutuyordu. Bunu da özel direktifler, buyruklar, ricalarla değil, adeta sessizliğiyle yapıyordu.
- ...insan kendisini ilgilendiren küçük resmi işleri, bir memurun bir omuz silkişiyle çözüme ulaştıracağı küçük bir işi, işte yalnızca bunu enine boyuna anlamaya kalksa, ömür boyu uğraşır durur da gene sonunu getiremez.
- Sonunda hala yerimden kımıldamadığımı gören odacı adeta beni süpürgeyle süpürüp kapı dışarı etti.
- Güzelim bir yaşam seni bekliyor, kızlardan biri için uşaklarla biraz çekişmen gerekecek; ikincisine gelince: Onu sana çok görecek bir kimseyi yerde ve gökte arama.
- ...elbet bütün söylenilenleri çürütmeye kalkabilirsin, ama sonunda hepsi çürütülmeden kalır yine.
- Nerede o adı geçen, çok ender görülen, ya da hiç görülmeyen olanak?