- Herkesten çalışkan da olsa kimin gücü, en ufak bir olayın bütün ayrıntılarını masanın üzerinde topluca bulundurabilir bir arada?
- ...her şey yitirilmiş sayılır mı? Tersine, her şeyin yitirilmesi en olmayacak şeyden daha da olmayacak bir şeydir.
- Yani mutluluk ne hain nitelik taşıyabiliyor.
- Dünya, yaşam akışı sırasında kendiliğinden birtakım düzeltmelerde bulunarak dengesini korur. Bu da işte bir demeye iç karartıcı, ama mükemmel, ikide bir mükemmelliği akıl almaz ölçüde kendini belli eden bir mekanizmadır.
- Genelde birbirlerine dostça davranmayan beyler, gürültü patırtı konusunda tamamen aynı görüşü paylaşmaktaydı; giderek öyle oldu ki, adeta söz konusu bey bütün ötekiler için de ortalığı gürültüye verme görevini üstlendi, ötekiler de işin arkasını koyvermemesi için yalnızca seslenerek ve başlarını sallayarak onu cesaretlendirmeye çalıştı.
- Ama soruşunda eskisi gibi kötü niyet değil de, üzgün bir eda vardı; sanki arada geçen zaman içinde bu dünyanın ne kötü bir şey olduğunu öğrenmişti; öyle kötü ki, karşısında insanın kendi kötülüğü tümüyle silinip gidiyor ve anlamsızlaşıyordu.
- Bir insanın sarı soluk bir cildi varsa elbet bu cildi kaldırıp atamaz; üstelik Frieda gibi krem rengi pek açık bir bluz giyip sarı bolluğuyla insanın gözlerini bulandırmaya kalkmak!
- Öyle süslenip püsleniyorsun ki, sana göre melekler ancak böyle süslenip püslenmiştir; ama melekler gerçekte başka türlüdür; içki salonundaki yer elinden gidecek diye ödün kopuyor sonra, kendini hep peşine düşenler varmış gibi hissediyorsun; sana arka çıkabileceklerini sandığın kimseleri dostluk göstererek elde etmeye çalışıyorsun. Böylece onların huzurunu bozuyor, onları kendinden uzaklaştırıyorsun; Şunu unutuyorsun onlar içki salonuna kafa dinlemeye geliyor...
- Zaten bizi bir arada tutan, gelecek kapılarının her üçümüzün yüzüne aynı ölçüde kapalı bulunması değil mi?
- Ben buna şaşmıyorum doğrusu, resmi makamlara karşı saygı yaradılıştan var sizin içinizde; sonra, bu saygı bütün ömrünüz boyunca değişik biçimlerde dört bir yandan size aşılanmaya çalışılıyor, siz de elinizden geldiğince bunu destekliyorsunuz. Aslında bir diyeceğim yok buna, bir resmi makam madem iyidir, ne diye saygı duymamalı? Ne var ki bu durumda, Barnabas gibi henüz köy çevresinden dışarı çıkmamış toy bir genci apar topar şatoya yollayıp ondan gerçeğe uygun bir haber getirmesini beklemeniz ve söylediklerinin her birini bir 'ilahi vahiy' gibi incelemeden geçirip kendi mutluluğunuzu bu sözün yorumuna bağlı kılmanız da doğru sayılmaz.