"Her şeyi öylesine özetledin ki, hayran kalmamak elde değil. Düşüncelerinde bu ne şaşılası bir yalınlık!"
Ağzını masum bir soru için açmaya bile cesaret edemedikten sonra, şatoda her şey kendisine ne çok kuşku verici ve çok korkutucu görünmeli artık!
..hani bütün bir ömür boyu kalemlerin karanlık bir köşesine sinip kalarak kaybolup gitmemesi bile ne büyük bir şereftir kendisi için.
Biz, o zamanlar bugünkünden daha çok umutluyduk, ama umudumuz o zamanlar da büyük değildi. Büyük olan bizim zor durumumuzdu ve öyle de kaldı.
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
"Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi... Evet, işte sevgim seni böyle kaplıyor! Ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben çakıl taşı olacağım..."
"Milena yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla!.."
''Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?"
'Öyle zaman olur ki, odada yalnızken bile ?yok oluverir? insan, bunun nedenleri çoktur, kişi yaşarken bile ölebilir. '
Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim.
Sigmund Freud
İlber Ortaylı
Fernando Pessoa
Michel Foucault
Orhan Kemal
Doğuş Kökarttı
Mina Urgan
Haldun Taner
Jack Canfield
Barış Müstecaplıoğlu