- "Muhtara, bu yaşlı, görmüş geçirmiş, saygıdeğer adama oldukça kaba davrandınız", dedi. "Kaba davrandığımı biliyorum", diye cevapladı K. elini yüzünü kurularken. "Ama nazik davranmaktan başka şeyler düşünmek zorunda kaldığım da doğru; çünkü bir resmi büronun yüz kızartıcı çalışmasıyla varlığım riske atılmıştır."
- ...gerçekten de gözetleyen kişinin bakışları gözetlediği kişi üzerinde tutunamayarak aşağı kayıveriyordu.
- Frieda, başka birinin kolay üstesinden gelemeyeceği gibi tutabilir kendini, itiraf etmek istediği şeyi itiraf etmez ve itiraf etmesi gereken bir şeyi bulunduğunu da insan asla anlamaz.
- ...o sırada Momus tuzlu bir çöreği tutanağın üstünde yiyor, bütün kağıtların üzerine tuz ve un saçılıyordu.
- İşte böylece K. düşlerle, düşler de kendisiyle oynayıp duruyordu.
- ...soluyacağın hava için boğuşur gibisin sanki.
- "Bak bu doğru" dedi Olga, daha bir ciddi." Hani senin sandığından da doğru; Amalia benden ufak, Barnabas'tan da ufak, ama aile içinde iyide olsun, kötüde olsun hep onun sözü geçer; ama iyide de, kötüde de kuşkusuz yükü hepimizden ağırdır."
- Barnabas sabah sabah kalkıp şatoya gidiyorum demiyor mu, bir hüzündür çöküyor üzerime. Bu belki hiçbir işe yaramayacak yol, bu belki kaybolmuş gün, bu belki boşuna umut; ne demeye sanki bütün bunlar?
- Ne istiyorsun kuzum, Barnabas? Hangi geleceğin, hangi amacın düşündesin?
- Doğru; onların durumu bizimkinden değişik ve kendi durumlarından dışarı çıkmaya çalışmaları için de bir neden bulunmuyor; ama böyle bir karşılaştırma yapmaksızın da görmen gerekir ki, senin durumuna hiç diyecek yok doğrusu! Engeller, kuşkular, düş kırıklıkları var; var ya , bunlar bizim zaten daha önce bildiğimizden başka bir anlam taşımıyor; yani hiçbir şey bağışlanmıyor sana, küçük de olsa her şeyi savaşarak ele geçirmen gerekiyor; işte sana yıkık, yenik değil, mağrur olman için bir neden daha.