- Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
- Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
- 'Anne bak, ben kime yazılmış çok eski bir mektubum Böyle, derine derine saklanmış kalmış...' Birhan Keskin~ Fakir Kene ???
- ...dünya çok üzücü bir yerdi, savaş filmlerini ve samurayları eskisi gibi sevmiyordum. Bir boşluktan aşağı mı bırakıyordum kendimi.. Teller tenimi çizip canımı mı yakıyordu.. Mutsuzluğa mı alışıyordum seni severken.. Yoksa kan kaybından mı ölüyordum.. Daha fazla parçalanacak parçam yoktu...
- Sevmek dedin ya, aklıma Oscar Wilde'ın bir dizesi geldi bak! "Çünkü herkes öldürür sevdiğini" diye Ama öldüreceksek sevdiğimizi Oscar, sevmek niye?
- "birbirini tamamlamak üzere varolanlar birbirini tamamlamıyor kendime dökülüyorum içime"
- .... "ikiye bölünmüş bir bütün gibi yaşadım bir yanım öbür yanıma düşman sağımda kızgın kumlar gezdirdim solum üşüyor eski bir anıdan."
- bir kereye mahsus yaşanan her an kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde içinde barındırır. bana kanatlarımı bıraktırdılar. bana ihanet öğrettiler. başka haber yok.
- "O günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç dünya için. ... Kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş, limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum. ... Bir siyah bir beyaz kare içinde hepsi hepsi bir hatıra işte. Bıraktın, unuttum, unutuldum. Seni kırdığım yerden beni de kırdılar."
- Sana buraya bazı şeyler koyuyorum.. Yol boyunca aklında olsun.. Lazım olursa açar okursun.. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.. Şuraya bir cümle koydum.. Bırak, acımızı birileri duysun.. Hem zaten şiir niye var.? Dünyanın acısını başkaları da duysun.! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın.. Ortada dursun.. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper.. Az unutursun.. Buraya tabiatı koydum.. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı.. Onlar bizim kardeşimiz, Çok canın sıkılırsa, Arada onlarla konuşursun.. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum.. Günlerimiz karanlık, Ve çok soğuyor bazı akşamlar, Isınırsın.. Buraya, bir inanç bir inat koydum.. Tut ki unuttun, tekrar bak, O inat neyse sen osun.. Buraya yolun yokuşunu koydum.. Bildiğim için yokuşu.. Zorlanırsa nefesin, unutma, Ciğer kendini en çabuk onaran organ, Valla bak, aklında bulunsun.. Buraya umutlu günler koydum.. Şimdilik uzak gibi görünüyor, Ama kimbilir, Birazdan uzanıp dokunursun.. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun.. N?olcak ki, bırak patronlar seni kovsun.! Burada bir tutam sabır var.. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) Lazım oldukça ya sabır ya sabır, Dokunursun.. Burada güzel çaylar var.. Bu aralar senin için çok önemli.. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun.. Şuraya Youtube?dan müzikler, Bach dinle filan, koydum.. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.. Buraya bir silkintiotu koydum.. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.. *Sayfa 9-10 Birhan Keskin (Sayfa 9 - Metis Yayınları)