- Şükranını Yüce Tanrı'ya yönelt. Kimin için kendisine şükredildiğini bilir...
- Vay canına, Nişapur'lu İbrahim Hayyam'ın oğlu Ömer'i nasıl oldu da tanımadım? Horasan'ın yıldızı, İran'ın, Irak'ı Arabî ve Irak-ı Acemî olmak üzere her iki Irak'ın dâhisi, feylesofların prensi Ömer! Sözde derinden bir selam verip, parmaklarını sarığının iki yanında şakırdatınca, aylakların kahkahalarına yol açtı. ? İman sahibi, inanç sahibi, rubailer yazarını kim tanımaz? Şarap testimi kırdın, Tanrım. Zevk yolumu tıkadın, Tanrım. Nar rengi şarabımı yere çaldın, Tanrım. Tövbeler olsun, yoksa sarhoş musun Tanrım? Hayyam, kızgın ve endişeli, dinledi. Bu biçimde bir kışkırtma, cinayete davetiye çıkartmak demekti. Tek bir saniye yitirmeden, kalabalıktan ayartılan olmasın diye, yüksek sesle haykırdı: ? Bu dörtlüğü ilk kez duyuyorum. Benim yazdığım rubai şöyle: Hiç, hiç bir şey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar Şu cahillere bak, dünyaya egemen onlar. Onlardan değilsen eğer, sana kâfir derler Onlara aldırma Hayyam, yoluna devam et.
- ... gökyüzü o kadar basikti ki kimse dimdik ayakta duramazdı. Yine de hayat vardı arzular ve şenlikler vardı. Bu dünyada asla en iyi şeyin olması beklenmese de en kötüden kurtulma ümidi her gün bekleniyordu.
- Yürekten istediğin ve gerçekleştiğinde mutluluğa boğulacagin bir dileğin varsa, onu yerine getirmesi için tanrı'ya yalvarırım. Ama bu işi nasıl yapacağını ona emredersin
- Senin gibi sürekli öğrenen ve öğreten bir adam için din en iyi yaşam yolu olmaz mıydı? Kaçamakli bir yanıt verdim. Kutsal babamızın önünde din konuşmak, insanın babasının onunde sevgilisinden söz etmesine benzer.
- Adalet ve düzen geride kaldı. Bundan sonrası kaos, artık hicbirseye saygı gosterilmeyecek
- Sen, diğer herkes için yoksun; ama ben bilen dostum. Onlar farkında olmasa da sen, katil babanın izinden koştun, kıyıya doğru. Seni bekliyor o, hazineli kız, adasında; ve saçlari daima batı güneşi renginde.
- Ölümle ittifak yapan hiçbir dava haklı olamaz.
- "Biliyor musunuz, uzun zamandır koyuverilmeyen bir ırmak gibiyim. Bir yarık açılmayagörsün. Susana aşk olsun!"
- "Ne var ki susmayı yeğliyorum. En azından kalabalık yerlerde. Çok yüksek sesle konuşanlar, hareket yeteneklerini yitirirler."