- Yani asalet ve üstünlük, soyla değil, ilim ve bilgelikle olur.
- Diğer bir konu ise kadının, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılışı meselesidir. Arapça'dan Farsça'ya yapılan tercümeden kaynaklanmaktadır. Bu kelimenin Farsça'ya "dende"(kaburga kemiği) şeklinde tercüme edilmesi hatalıdır. Arapça ve İbranice'de bu kelime "huy, tabiat" anlamına gelmektedir. "Havva'yı (yani kadını) erkeğin tabiatından yarattık".
- Çok garip! Sermaye günümüzün en büyük putu oldu. İnsan onun karşısında bir hiçtir. Kendisine yabancı bir kul ve köle.
- "Hastalığın senin içindedir ama bilmiyorsun! Şifan da senin içindedir ama görmüyorsun!"
- "Yıllardır Allah'ı arıyordum, kendimi buluyordum. Şimdi ise kendimi arıyorum, Allah'ı buluyorum."
- Düşüncede dinsizlik, davranışta her şeyi mübah görmekle eş anlamlıdır.
- Yoksa peygamberlerin karşısında duran ve İbrahim'lerin, Musa'ların, İsa'ların, Muhammed'lerin, Ali'lerin, ve Ebuzer'lerin başına kılıç çeken hep aynı tanrısızlar değil miydi?
- Şefaat, bir kişiye benzemek ve onunla ayinleşmektir.
- En şaşalı otellerde kalarak, en pahalı turlarla yolculuk yaparak ve bir milyon Müslüman arasında hepsinden daha seçkin ve daha ayrıcalıklı olarak mutlu bir hac ibadeti ifa eden kişi, inançta İbrahim, davranışta Nemrut gibidir.
- "Taşlarda, hayvanlardan ve canlı varlıklardan daha çok hayat sırları ve mucizeler vardır. "