- Hayat ne ölçüde aydınlanırsa aydınlansın, yeryüzünün güçlükleri ne ölçüde kolaylaşırsa kolaylaşsın, insan ne denli dünyaya egemen olursa olsun, sorunlar ne denli çözülürse çözülsün, 'insan' sorunu da bu ölçüde belirsizleşmekte ve giderek trajik boyutlara ulaşmaktadır.
- Bugünün insanı her zamankinden çok daha bilinmezlikler içindedir.
- Bu türün tüm bireyleri 'beşer'dir, fakat tümü 'insan' değildir. Beşer bir 'imek'tir. Buna karşın 'insan', 'olmak'tır. İnsan sürekli 'olmak' sürecindedir.
- Tanrı, değişmez ve durağan, belirli bir yerde değildir ki insan oraya ulaşınca bu erişme hareketinin sonu olsun ve orada dursun. Tanrı sonsuzluktur, ebediyettir, insanın Tanrıya yönelik yolculuğu, ebedi ve sürekli, duruşu olmayan, sonsuz tekamüle(gelişim ve olgunlaşma) ve sonsuz Aşkına yolculuktur. Bu 'olmak' ve 'insan olmak' sürecini ifade eder.
- Aşk herşeyi bir amaç uğruna vermek ve karşılığında hiçbir şey istememektir. Aşk, akıl ve mantığın ötesinde, bizi kendimize başkaldırmaya ve kendimizi yadsımaya çağırır. Gereğinde bir ülkü ve ya başkası uğruna fedakarlık etmeye çağırır. Bu insan olma sürecinin en üst aşamasıdır.
- Ey Muaviye! eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan israftır, yok eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir.
- Evinde azık bulamayan kişi nasıl olur da topluma kılıç çekerek karşı çıkmaz, zorla almaya kalkışmaz, şaşarım.
- Yalnız oluşum ne çileli ve korku vericidir.Bunlar da başlarını yere sokmuş,bitkiler gibi sükunet içinde canlılar gibi sıçrayıp dururken huzur içindeler.Neler gördüğümü görecek biri varmı?Neler çektiğimi anlayacak,neler olduğunu anlatacağım biri?
- Yani yeryüzünde ki en adi maddeden yaratılan insana Allah daha sonra başka bir şeyi değil, kendi ruhunu üflüyor.
- İki boyut arasında ki aralık, balçıktan Allah'ın ruhuna kadar olan aralıktır.