- Yarım aklımı iyice başımdan almayın benim. Bağırmayın lan bana! Her ne söyleyecekseniz ağır ağır söyleyin, usul usul. Hem dinlerim sizi, hem duyarım, hem de anlarım. Yeter ki bağırmayın. Bağırmayın?
- O an kafamda tek bir soru var. İki gündür durup durup cevabını düşündüğüm tek bir soru. İntihar etmek isteyen bir kuş bunu nasıl yapar? Yükselebildiği kadar yükseğe çıkıp, sonra boşluğa bırakıp kendini ve çırpmayarak kanatlarını, toprağa çakılarak mı? Yoksa kanat çırpmak bir tür refleks mi? Yani isterse eğer kendini boşluğa bırakan bir kuş, kanatlarını çırpmamazlık edebilir mi? Sahi, ölmek isteyen bir kuş nasıl intihar eder?
- bana ders vermeye kalkma, ben dersimi yıllar önce tek başıma çizgi film izlerken aldım.
- susarım ben de.. kitaplarımı okur, oyuncaklarımla oynar, olup biten her şeye içimden şaşırır ve dışımdan da derim ki: bana ne ulan! ne bok yiyorsa yesin herkes!
- her şey anlamını yitirmiş gibi.. içimde kocaman bir boşluk var ve ben onu hiçbir şeyle dolduramıyorum. hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi...
- ah canım insanlar sorarım size: sizinle biz, birbirimizi nasıl anlayabiliriz?
- bazı geceler, zaman buzdan bir bıçak kadar sert, soğuk ve şeffaftır. görünmez bir el onu ruhumuzun en hassas noktasına batırır.
- berbat bir mağlubiyet hissiyle dolaşıyorum bazen sokaklarda.. kim olduklarına bakmaksızın, karşıma çıkan herkese yenilmişim gibi geliyor. yüzüme bakanlar acıyarak bakıyor, bakmadan geçenler de acıdıkları için bakmıyor sanki.. ortak bir vicdan azabı gibiyim. ortadan kaybolsam herkes rahatlayacak...
- bazı geceler, zaman buzdan bir bıçak kadar sert, soğuk ve şeffaftır. görünmez bir el onu ruhumuzun en hassas noktasına batırır.
- Kimse kimseyi anlamaz,kimse kimseyi yeterince dinlemez,sadece ve sadece dinler gibi görünür ve sıranın bir an öne kendi anlatacaklarına gelmesini bekler ..