Zâbitan.
Mevlevî dergâhının ruhu, matbâh?tır. Mahbâhta, başta aşçı dede (Ser-tabbâh) olmak üzere kazancı dede içeri meydancısı ve bulaşıkçı dede, dergâhın mürebbileridir. Aşçıbaşı, dergâhın masrafını idareyle vazifelidir; canların edep ve terbiyelerinden de sorumludur. Kazancı dede, aşçı dedenin yardımcısı sayılır. Halife dede, matbâha yeni girenleri, nev-niyâzları yetiştirir, onlara yol-yordam öğretir. Meydancı dede, şeyhin buyruğu altındadır; emirleri o tebliğ eder. Konya?da ayrıca ?Şems zaviyesi? ve ?Ateşbaz zaviyesi? de vardır ki Şems zaviyesinin şeyhine, ?Şems Dedesi? denirdi. Bu iki makamda şeyh olanlar, cuma günleri, Mevlânâ dergâhına gelirler, mukabelede, yerlerini alırlar, mukabelede bulunurlardı. Bir yere şeyh tâyin edilince, şeyhin icazetnamesini de, ekseriyetle Ateşbaz Şeyhi götürürdü. Degâh, aynı zamanda bir musuki yurdu ve edebiyat medresesi olduğundan neyzen başıyla kudümzen başının ve ?Mesnevî-hân?ın da dargâh erkânı arasında değerli yerleri vardı. Mukabelede okunacak âyîn, âyîn-hânlara, bunlar tarafından talîm ve meşk edilir; neyzen yetiştirilir, usûl öğretilirdi. Mesnevî-hân da, isti?dadı olanlara Mesnevî okutur, dil ve edebiyat öğretir, tasavvuf dersi verir, olgunlaşana icazet vererek Mesnevî şerhine icazet ve izin vermiş olurdu. Bu saydığımız dedeler, dergâhın maddî-mânevî yönden hizmetine bakan sorumlu kişilerdi ve bunlara, dergâh zabitânı denirdi.
Matbâhta, on sekiz hizmet vardı; bu hizmetleri görenler şunlardı:
1) Kazancı Dede. Canların inzibatından, edep ve terbiyelerinden sorumluydu. Aşçıbaşı gibi bunun da ayrı bir postu vardı; yâni makam sahibiydi.
2) Halife Dede. Mahbâha yeni girenlere yol, erkân öğretir, onları yetiştirirdi.
3) Dışarı Meydancısı. Hücrelerdeki dedelere, Konya?da tarikatçının diğer yerlerde aşçıbaşının emirlerini bildirirdi.
4) Çamaşırcı Dede. Dedelerin ve canların çamaşırlarını yıkar, yıkatır, temizliğe nezaret ederdi.
5) Âb-rîzci. Helâların, şadırvanın, muslukların temizliğine bakardı.
6) Şerbetçi. Hücreye çıkacak canın şerbetini hazırlar, dedeler, matbâhı ziyarete gelince onlara şerbet yapıp sunardı.
7) Bulaşıkçı. Kaba-kacağa, onların temizliğine bakar, onları yıkar, yıkatırdı.
8) Dolapçı. Bu da kaba-kacağa bakar, kalaylanması gerekenleri kalaylatırdı.
9) Pazarcı. Sabahları, zembille pazara gider, alınacak şeyleri alıp getirirdi.
10) Somatçı. Sofraları kurar, kaldırır, yerini süpürür, süpürtürdü.
11) İç meydancısı. Matbâhdaki canlara kahve pişirir, Cum?a günleri dedeler, matbâhı ziyarete gelince onlara kahve yapıp sunardı.
12) İçeri kandilcisi. Matbâhın kandillerini, şamdanlarını temizler, hazırlar, uyandırır, dinlendirir, sır ederdi.
13) Tahmisçi. Matbâhın ve dedelerin kahvelerini döverdi.
14) Yatakçı. Canların yataklarını serer, kaldırır, devşirirdi.
15) Dışarı kandilcisi. Dışarıdaki kandillere, şamdanlara, mumlara bakardı.
16) Süpürgeci. Bahçeyi ve etrafı süpürür, süpürtür, temizliğe bakardı.
17) Çerağcı. Mahbâhın kandil ve şamdanlarına nezâret ederdi ve türbedârın yardımcısı sayılırdı.
18) Ayakçı. Ayak hizmetlerinde bulunur; lâzım olan şeyleri getirip götürürdü. Soyunup dervişliğe ikrar verene, ilk olarak bu hizmet verilirdi.
Dergâhta can çoksa, hizmet sahiplerine, birer, ikişer, yardımcı verilirdi ki bunlara ?refıyk? denirdi. Can azsa, iki-üç hizmeti bir kişi görürdü.