ya da bir kadın , ellerini bir çift güvercin ka - AlıntıSöz

ya da bir kadın , ellerini bir çift güvercin kadar günahsız sayan bir kadın , taşıdığı son kuşkunun karanlığına dikiyordur gözlerini onu bulmak için. Bulamıyordur tabi... Bir kapının belleğindedir şimdi o . Sokaktan gelip geçenler , bu yüzden , gri bir eksiklik buluyorlardır kapıda. Derken , bu eksiklik fark edile edile büyüyüp eşiğe damlıyordur bir gün ; iç sızısı gibi günden güne derinleşip oyuyordur orayı ve gözlerini taşıdığı kuşkunun karanlığına diken kadın , eve girip çıkarlerken çocukların o çukura düşmelerinden korkuyordur. Çünkü yaşam birçok ad vermiştik bu tür çukurlara , kötü kötü adlar , kirli kirli , acınası ve değişik ; ve çocukların başları dönüp ayakları sürçerse yüzlerce çukura düşeceklerdir bu yüzden ve bu yüzden , cam dibinde oturmalara dönüşüyordur kadının korkusu , birdenbire dönüp bakmalara , ansızın ürpermelere ve dalıp dalıp gitmelere dönüşüyordur. Sonra gitgide derinleşen çukur çocukları yutmasın diye , onlar sırtlarında cephane sandığını andıran çantalarıyla okuldan eve dönerken , eşikten yola kadar uzanıp bir köprü oluyordur kadın ; etten ve kemikten bir köprü. Ama , bu denli kimsesiz ve zorunlu bir köprülük, fena halde yoruyordur onu. Geceleri yastığına başını koyup gözlerini tavana diktiğinde , yasaların da gri sakallıyı beklediğini düşünerek , bir süre avunuyordur. Bekleyişine yasaları ortak ediyordur bir bakıma ve kim bilir , diyordur , kim bilir kaç madde , kaç fıkra , kaç bent bekliyordur onu. Onlarla birlikte , kim bilir kaç kelepçe? Oysa her şey boşuna kim kimi bulabilir ki ?

Diğer Hasan Ali Toptaş Sözleri ve Alıntıları