Vergilius'un Ölümü, her şeyden önce batı - AlıntıSöz

Vergilius'un Ölümü, her şeyden önce batı edebiyatında ve roman düzleminde sanata yöneltilmiş en temel ve aynı zamanda da en acımasız sorgulamalardan biridir. Şair Vergilius, biraz yukarıdaki iç monologda hayatının son saatlerinde Roma'da iktidar sahipleri ve halkın bir kesimi tarafından daha kendisi hayatta iken onca yüceltilmiş şiirleriyle, gerçekte acılarla, kargaşayla ve adaletsizliklerle dolu bir dünyada aslında neyi değiştirebilmiş olduğunu sorgular. İç monoloğun akışı boyunca bu sorgulama, şiir sanatından yola çıkarak sanatın geneline yayılır ve Sanat, neyi değiştirebilir? sorusunda odaklaşır. Sorular daha romanın ilk bölümünde, imparatorluk filosunun İtalya'nın Brundisium (bugünkü Brindisi) limanına yanaşmasından ve hasta şairin bir tahtırevana yerleştirilerek kölelerin elleri üstünde imparatorluk sarayına doğru yola çıkarılmasından sonra birbirini izlemeye başlar. Yarı dalgın bakışlarıyla daha geminin güvertesinde uzanmış yatarken, bir yandan güvertedeki triklinium'larda deliler gibi yiyip içen saraylıların doymak bilmez açgözlülüğünü ibretle izleyen, öte yandan ise aynı güvertenin hemen altında, küreklerin başında forsaya çakılmış olan kölelerin iniltilerine, sırtlarına inen kırbaç seslerine ve bucurgatlardan yükselen seslere kulak veren Vergilius'un kafasında şekillenen soru, sanat açısından neredeyse ölümcüldür: Ben, hep yüceltilmiş, övgülere boğulmuş dizelerimle bu dünya halinde bir değişiklik yaratabildim mi?

Diğer Hermann Broch Sözleri ve Alıntıları