Ve evvela bu mevzuun derüfuz etmiş bulunan bir kimse idrak etmemiş olmayacak mıdır kim ol zahiri ihtişam insanının inkırazına sebebiyet veren kompleks bir realitenin sayhı olmasın veya bunun aksine tabiatin hiçbir lutfunun tezyit ihsanını tecavüz edilmeyeceğini hissedemeyecek şekilde tenvir edilmemiş kimseler bulunmasın, ve saniyen her dürüst vatandaşın müşabihlerinin teşvikçisi ve tembihçisi olması ve mazide milleti tarafndan mükemmelen içra edilen bu şeyin şerefli ecdadımızdan bize intikal eden bu haysiyetli adetin tedricen tefessühünü mani olmak gayesiyle gayret göstermesi iktiza etmez midir, ve salisen her kim ki bütün fanilere cömert bir lütufla müsavi olarak vaat ve bahşedilen ebediyyen tekrar ve tekrar ilkah edebilme fonksiyonunun geri dönülemez bir şekilde fesh edilmesine sebebiyet verir işte bu derecede bir şenaat işleyen ol kimse fevkalade bir kimse ol mukaddes müjdeye karşı aşıkar bir ihmalkarlık ve iğrenç bir tecavüz işlemiş addolunmaz mı?
14-431
Diğer James Joyce Sözleri ve Alıntıları
- Öyle günahlar veya (dünyanın onlara verdiği isimle) kötü hatıralar vardır ki insan onları ruhunun en karanlık köşelerinde saklar, onlar da orada yerleşip beklerler. Bazen bu insanın hafızası körelir, öyle şeyler hiç olmamış gibi davranır veya onların mevcudiyetini reddeder veya en azından kendisini onların o şekilde olmadığına inandırır. Ama tesadüfi bir kelime onları ansızın depreştiriverir ve en olmadık şerait altında, meselâ zevkle tef ile harp dinlerken veya bir akşam vaktinin serin kristal asudeliğinde veya bir ziyafette, geceleyin, artık şarapla meşbu bir vaziyetteyken bir hayal veya bir rüya şeklinde onun karşısına dikiliverirler. O hayal onun üzerine feveran ederek, onu tahkir edercesine değil, intikam alıp onu insanlardan uzaklaştırmak için değil de, mazinin perişan kisvesiyle kefenlenmiş olarak sakin,uzak, sitemkârane bir şekilde gelir.
- ...
Ama bedenim bir arp ve onun sözleri ve jestleri teller arasında gezinen parmaklar gibiydi. - Aradaki sıkıcı günleri yok etmek istedim. Okul ödevlerimden usandım. Gece yatak odamda ve gündüz dershanede onun görüntüsü benimle okumaya çalıştığım sayfaların arasına giriyordu.
- Tarih, dedi Stephen, uyanarak kurtulmaya çalıştığım bir karabasandır benim.
- Şimdi gözlerini aç. Açayım. Bir anlığına. Yok mu olmuş her şey? Şayet açarsam ve hep saydam olmayanın karanlığında kalıyorsam?
- Karanlığa bakarken anlamsızlığın sürüdüğü ve alaya aldığı bir yaratık gibi gördüm kendimi; ve gözlerim aciyla, öfkeyle yandı.
James Joyce / ARABY - Tam bir ay geçti sevgili Henry
gökteki evine kaçalı
ailesi yasını tutuyor umarak cennette rastlaşmayı - bir insan hayatı boyunca bir başına yaşayabilir. Evet , yaşayabilir. Ama yine de ölünce üzerini örtecek birini bulması lazım , her ne kadar kendi mezarını kazabilirse de hepimiz böyleyiz.
- Robinson Crusoe gerçeğe uygunmuş diyorlar. O zaman Cuma onu gömmüş demek ki. Aslında her cuma bir perşembeyi gömüyor olaya böyle bakarsan.
Ah , zavallı Robinson Crusoe!
Nasıl yaptın böyle bir falso? - Mrs Sinico düşüncelerini niçin yazmadığını soruyordu ona. Neye yarar? diye soruyordu o da, bilinçli bir aşağılamayla. Altmış saniye süreyle bir düşünceyi tutarlı bir biçimde geliştirmeyi beceremeyen laf ebeleriyle yarışmak için mi? Ahlakını polise ve sanatını galeri simsarlarına emanet etmiş budala bir orta sınıfın eleştirilerine kendini hedef etmek için mi?