Tek yapmam gerekenin arkamı dönmek olduğunu, b� - AlıntıSöz

Tek yapmam gerekenin arkamı dönmek olduğunu, böylece hiçbir mesele kalmayacağını düşündüm. Fakat güneşten ışıldayan bütün bir kumsal beni arkamdan itiyordu. Pınara doğru birkaç adım attım. Arap kımıldamadı. Ne de olsa epeyce uzaktaydı. Belki yüzündeki gölgeler yüzünden, güler gibi bir hali vardı. Güneş yüzümü yakmaya başlıyordu, ter damlalarının kaşlarımda biriktiğini hissettim, tıpkı annemi gömdüğümüz günkü güneşti ve bu tıpkı o zamanki gibi en çok alnım ağrıyor, tüm alın damarlarım, derinin altında hep birden atıyordu. Bu yanma hissine dayanamaz hale gelince, ileriye doğru hareket yaptım. Bunun budalaca bir şey olduğunu, bir adım atmakla güneşten kurtulamayacağımı biliyordum. Ama ileriye doğru bir tek adım attım. Bu sefer Arap yerinden doğrulmaksızın bıçağını çekip, güneşin altında bana gösterdi. Işık, çeliğin üzerinden fışkırdı; alnıma kadar ulaşan uzun ve parlak bir kılıcı andırıyordu. Aynı anda, kirpiklerimde biriken ter, birdenbire gözkapaklarımın üzerine aktı, onları ılık ve kalın bir perdeyle örttü. Bu gözyaşı ve tuz perdesinin arkasından gözlerim bir şey göremez olmuştu. Sadece güneşin alnımdaki zonklayışını ve belirsiz bir şekilde de, karşımdaki bıcaktan fışkırmaya devam eden parlak ışık kılıcını seziyordum. Bu yakıcı kılıç kirpiklerimi kemiriyor, acıyan gözlerimi oyuyordu. İşte o an, her şey titreşti. Denizden koyu ve ateşli bir soluk geldi. Sanki gökyüzü boydan boya yarılmış da ateş yağdırıyor gibi geldi. Bütün benliğim gerildi, tabancamın üzerindeki elim kasıldı. Tetik oynadı, kabzanın cilalı yüzü elime değdi. İşte her şey o an, o hem sert, hem sağır edici gürültünün içinde başladı. Teri de güneşi de silkeledim. Günün dengesini bozduğumu, üzerinde mutlu anlar geçirdiğim kumsalın olağanüstü sessizliğini mahvettiğimi anladım. O zaman, hareketsiz vücuda dört el ateş ettim, kurşunlar birbiri peşi sıra bu vücuda gömüldü. Felaketin kapısına vurduğum dört sert darbeydi sanki bunlar.

Diğer Albert Camus Sözleri ve Alıntıları