sabah karanlığı sabah karanlığında telgı - AlıntıSöz

sabah karanlığı sabah karanlığında telgıraf direkleri, yol. sabah karanlığında aynası parıldayan konsol masa terlik, eşyalar birbirini yeniden görüp tanır. odamızda sabah karanlığı bir yelken gibi aydınlanır. odamızda pırlanta yüzük gibidir mavi serinlik. yıldızlar ağarır odamızda. çok uzakta, gökyüzündeki derenin dibinde ağarır taşlar. başı yastıktadır gülümün alabildiğine geniş kuştüyü yastıktadır başı. elleri iki ak lale gibi yorganın üstündedir. saçlarında kuşlar ötüşmeğe başlar. sabah karanlığında ağaçları, fabrika bacalarıyla şehir. sabah karanlığında ağaçlar ıslaktır, fabrika bacaları sıcak. sabah karanlığında asfaltı okşayarak ilk adımlar odamızdan geçer ilk motor uğultusu ilk kahkaha ilk küfür, seyyar börekçinin camekanındaki buğu sütçüye giren çizmeli şöför komşuların ağlayan çocuğu mavi afişteki güvercin vitrindeki manken sarı iskarpinleri ayağında ve sandal ağacından çin yelpazeleri ve kırmızı o kalın ağzı bir tanemin ve bütün uyanışların en mutluları en tazeleri odamızdan geçer sabah karanlığında. sabah karanlığında radyoyu açarım: dev adlı madenlerle dev sayılar birbirine karışır petrol kuyuları mısır taneleriyle yarışır lenin nişanı alan çoban (resmini ilk sayfalarda görmüşüm kalın bıyıkları sarkık kara) konuşur genç kız gibi sıkılıp utanaraktan. geçilir kutuplardan gelen haberlere sonra bu sabah saat altıda üçüncü suputnik dönerken yeryüzünü 8879 kere açılır yastıkta kocaman gözleri gülümün. dumanlı dağ gölleri gibidirler henüz. içlerinden mavi balıklar geçer kıvıltılarla diplerinde yeşil çamlar durur bakarlar derin dümdüz rüyalarının sonu sabah karanlığında pırıl pırıl vurur aydınlanırım, kendi kendimi görüp yeniden tanırım kıyasıya bahtiyarımdır azıcık utanırım ama azıcık. yolculuğa hazır bir yelken gibidir, aydınlık bir yelken gibi sabahleyin odamızda karanlık. gülüm çıkar yataktan bir kayısı gibi çıplak. mavi afişteki güvercin gibi aktır sabah karanlığında yatak.

Diğer Nazım Hikmet Ran Sözleri ve Alıntıları