Onunla mimlenen biricik ilim noktasını çoğaltanlarsa Ali'siz cahillerdi. Resülullah, Ene Medinetü'l- İlmi, Ali'yyun-Bâb'u-ha... diyerek kendisinin ilmin şehri olduğunu belirtmiş, İmam Ali'yi ise bu şehrin kapısı ilan etmişti. Üstelik Kuran, Evlere kapılarından girin! diyerek İlahi İlme talip olanlara yolu da gösteriyordu. Gönül Evlerine ?kendi Kâbelerine- girmek isteyen müminler önünde sonunda o kapıdan geçmek zorundaydılar.
Ali tam da bu yüzden Velayetin Şahı idi. İmamet bu yüzden Nebilerin Varisiydi. Fetih Günü en yüce putu kıran Feta'nın Ali olması bundan sebepti. Mübahele Günü Resül adına Enfüs olmak bunu gerektiriyordu.
Habibullah bir gün ona (İmam Ali'ye) insanların en şakisini sormuştu. İmam Ali, Allah ve Elçisi bilir! demekle yetindiğinde, Resülullah onun alnını tutmuştu ve Şuraya vurup sonra sakalını işaret ederek, Şurayı kana bulayandır! diye eklemişti. İmam o gün öğrenmişti mukadderatı. İnsanların en nasipsizi tarafından şehit edilecekti. İbn-i Mülcem adındaki o bahtsız kişi Hicret'in kırkıncı yılında Küfe'de sabah namazı için mescide gelen İmam'a zehirli kılıcıyla saldırmış, tam da Resül'ün ifade ettiği gibi başını yarıp sakallarını kanlar içinde bırakmıştı. Üç günlük sekerat sonrasında, İmam Ali Sevgililer Sevgilisine kavuşmuştu. Tıpkı Resülullah'ın vaktince ? altmış üç yıl- yaşamış, böylesi bir Ramazan gününde oğullarının kucağında ruhunu Sahibine teslim ederken O'na dünya diliyle son bir kez bu sözlerle şükretmişti:
Kâbe'nin Rabbine hamd olsun!
Diğer Ahmet Turgut Sözleri ve Alıntıları
- Avcılar rahat bıraksaydı kartallar kendi yuvalarında ölmeyi dilemezlermiydi.
- ''Bebekler huzuru ana rahminde tanır.Oradan daha enin bir belde olduğuna inanmadıkları için yeryüzüne geldiklerinde ağlarlar korkuyla...Oysa ruhumuz ,kafesindeki vahşi kartallar gibidir.Kapak açılınca bir an bile durmaz gurbette!''
- suya hasret testiler gibi cayır cayır yanarken kuruyup çatlamak da vardı.öyleleri aradıklarına nihayet kavuştuklarında, dolmak yerine içindekileri sızdırırlardı.üstelik bu türlü çatlaklar yama da tutmuyordu.bir de sapasağlam bir testi olmasına rağmen azıcık dolunca suyunu taşıranlar vardı.en güzeli, kabına uygun, kendi karar bir suyla donanmaktı.
- Tek çiçekle bozkıra bahar gelmezdi, ne de olsa.
- Eskiden nehirler deryalara akıyorken şimdi kör dereler bile ummanları ayağına çağırıyordu...
- Kurtlar kuzuların bol olduğu memleketlere mi dadanırlar? Yoksa kuzuların sahipsiz olduğu yerlere mi?
- Sabır; işlerin sonunu gözlemek, demektir. Sabırsızlık ise bunları göremeyecek denli kısa görüşlü olmanın adıdır.
- Hüseyin'i Allah katından sana üflenen ruh belle!.. Arına paklana yücelirsen sen de Rabbinden bir delil oldun demektir. Aşka şahit isen bu Şehadet kutlu olsun. Sen Aşk ile her dem diri kalanlardansın. Ve "Aşkın Şehidi"sin!..
- Her aşık kendi taziyesindedir. Peki sen?
- Avcılar rahat bıraksaydı kartallar kendi yuvalarında ölmeyi dilemezlermiydi.