Kış geldi çoktan. Önce günler kısaldı. Iş - AlıntıSöz

Kış geldi çoktan. Önce günler kısaldı. Işık dağların ardında daha çabuk kaybolur oldu. Sokak lambaları yandığında, henüz akşam ezanı okunmamış; ama çarşıdaki dükkanların çoğu kapanmış, şehre sessizlik çökmüş oluyor. Sanki her yıl akşam biraz daha çabuk iniyor, el ayak daha erken çekiliyor. Ya dağlar yükseldi ya da güneş küstü. Mürşit iyi ki Madenci geldi diye düşünüyor, iyi ki ev tutmaya kalmadı. Burada, onun bu hazin, bu acıklı otelinde kalıyor. İçinde kaynasan, çarpışan kelimeler sese dönüşüp bir yere varabiliyor böylece. Yazmayı başaramadığı sözlerin bir dinleyeni var artık. Kelimeleri özgürlüğe kavuştu. Madenci'yle tanışana kadar yaz kış, avludaki çardağın altına koyduğu muşamba kaplı masada tek başına içerdi. Çevresinde konuşmaya değer birini bulamadığı için kelimeler beyninde kanatlı böcekler gibi uğuldardı. Artık birlikte iciyorlar. Rakı alma işini sıraya bindirdiler, yetmislik siseyi bir gece biri alıyor, bir gece öbürü. Madenci'nin maaşı iyi, para biriktirmeye de niyeti yok, her gece masaya plastik kap içinde kebap koyuyor, Mürşit'e dd plastik bir çatal uzatıyor. Ama Mürşit yiyemiyor, içi almıyor. Yiyeceği her lokma sanki onu hayata bağlayacakmış gibi geliyor, oysa bağlanmak istemediği şey hayat.

Diğer Ayfer Tunç Sözleri ve Alıntıları