Ebedî barış olacağına, bu konuda verilen teminatlara inanan budala milletler bunun acısını bağımsızlıklarını ve haysiyetlerini kaybederek çekerler. Ne kadar çirkin olursa olsun, hakikat şudur ki milletler birbirlerine yalan söylemek, güler yüz göstererek kuyularını kazmak ve dost maskesi altında çıkar sağlamakla meşguldürler.
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
 Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
 Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
 Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
 Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
 Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder... Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
 Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
 Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
 Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
 Hayat ölümün başlangıcıdır. Hayat ölümün başlangıcıdır.
 Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
 Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
 Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
 Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
 Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder... Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
 Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
 Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
 Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
 Hayat ölümün başlangıcıdır. Hayat ölümün başlangıcıdır.
 "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar." "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
 "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!" "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
 "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir." "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
 "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı." "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."
 Stanislaw Lem
 Stanislaw Lem Cem Mumcu
 Cem Mumcu Ahmet Haşim
 Ahmet Haşim Beşir Ayvazoğlu
 Beşir Ayvazoğlu Tarık Tufan
 Tarık Tufan Jose Saramago
 Jose Saramago Judith McNaught
 Judith McNaught Jodi Meadows
 Jodi Meadows Samuel Beckett
 Samuel Beckett Vedat Türkali
 Vedat Türkali