Cahit Zarifoğlu, bir şiirinde, gel ekmek, keseyim seni der. Bense, ne yaptığımı soranlara, daima ekmeğimi kovalıyorum cevabını veririm. Bu iki 'demeç'ten çıkan sonuç şu olabilir: Zarifoğlu, rızık endişesi taşımayan bir insandı; ben ise rızkı, bir endişe olarak taşıyorum.
Evet, ekmek...
Tokluğun habercisidir o. Sofralarımızda bir pekiştirme sıfatı gibi durur. O olmayınca, birçok nimet sıfırla çarpılmış olur. Reçeli reçel yapan, tereyağını tereyağı yapan yine odur.
Diğer İbrahim Tenekeci Sözleri ve Alıntıları
Rabb'im sen olmasan
Kimin aklına gelirim ben
İntihar can alıcı bir konudur dedim,güldüler
'Kar yağarken serçeleri seyrettim,
Çocuklarım geldi birden aklıma;
Sabırsızlanıyorlar büyümek için,
Gelmeyin, burası derin!'
(sfy 45)
'Sabah ezanı kaçta
Sadece müminler mi,
Bilir bunu hırsızlar da...'
(syf 26)
İsmini bilmediğim insanlar
Dostlarımdan daha yakınlar bana
Diyecektim, demedim
"Ölecek kadar deli değilim", diyor filmdeki adam.
"Biz gidiyoruz dünya, sen çok yaşa emi", diyen şairi bir kez daha haklı buluyor ve kalıcı olanın bizim dışımızdaki her şey olduğunu düşünüyorum.
Bir çırak gibi saati kurcalarken, aklıma yıllar önce yazdığım şu dize geldi: "Mezarlıklardır, saatlerin midesi..."
Anneler güneştir ve güneşin vurduğu yerde yaşamak biter...
Hayal kırıklığı; dolu sandığımız boş bir fotoğraf makinası ve "çekiyoruuum" diyen bir ses...
John Hart
Albert Camus
Richelle Mead
Ahmet Telli
Mustafa Armağan
Joseph Conrad
Kemal Tahir
Jon Krakauer
Miguel de Cervantes Saavedra
Ali Kırca