Büyüyünce hiçbir yere gidemeyiz, büyüyünce anca bize benzeyen insanlara misafirliğe gideriz.
Diğer Emrah Serbes Sözleri ve Alıntıları
- Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
- Bazen sinirden mi gözlerim doluyor, sevgiden mi, özlemden mi, yoksa nostalji ihtiyacından mı bilemiyorum, herhalde alışkanlıktandır deyip uyuyorum. Beni bu çıkmazdan Yasemin kurtarabilirdi, o da düşünmek için biraz süre istedi. Yedi sene önce. Bazen amma uzun düşündü diye düşünüyorum, daha çok günbatımlarında.
- Sen gülünce ben de hemen gülüyorum. Sen ağlayınca ben de hemen bir sigara yakıyorum. Sen pazara çıkınca ben de en azından balkona çıkıyorum. Sen bir şey sorunca biraz düşünüp cevap veriyorum ama çoğu zaman yine yanlış oluyor, kimi zamansa susarak boş bırakıyorum o soruyu. Sen tartışmak isteyince bildiğim her şeyi unutuyorum. Sen unuttun mu deyince zaten bildiğim bir şeyi tekrar hatırlıyorum. Senin varlığın bana yapılmış enteresan bir şaka sanki. Aslında ben hâlâ bu şakaya nasıl karşılık vermem gerektiğini arıyorum.
- Galip, "Ben âşık oldum kardeşim," dedi.
"Farkındayım," dedim.
"İlk defa âşık oldum."
"Onu da biliyorum."
"Ne yapacağım?"
"Hiçbir şey," dedim. "Oturup çorbanı içeceksin."
"Hayır," dedi. "Nuran Hemşire için ne yapabilirim?"
"Hiçbir şey yapamazsın. Belki şarkı sözlerine biraz daha dikkat edebilirsin bu aralar." - "Okulun ilk günü silgi istemiştim ondan. Silgisini ısırıp ikiye bölmüş, yarısını bana vermişti. Ben de ona âşık olmaya karar vermiştim. Sıramı değiştirip onun arkasındaki sıraya geçmiştim. Din dersi dışındaki derslerde çaktırmadan saçıyla oynuyordum. O da bir şey demiyordu."
- Eve gidip kitabı okumaya çalıştım. Beş sayfa sonra sıkıldım. Orhan Kemal iyi bir yazardı muhtemelen, beş sayfadan çıkardığım sonuç, ders kitaplarında okuduğum şeylerden daha güzel olduğuydu. Ama bana okumanın kendisi saçma geliyordu. Birinin anlatmak istediği birşey varsa, başından geçen ilginç bir hadise örneğin, doğrudan gelip bana anlatmasını beklerdim. Eğer bunu herkese birden anlatmak istiyorsa film falan çekmeliydi. Ayrıca filmlerde insanlar gülerler, ağlarlar, öpüşürler herşeyi görürsün. Kitaplarda böyle birşey yok, sadece her okuyana göre değişen yaklaşık hisler var, görüntüyü sen yapıştırıyorsun üstüne. Olmayan bir filmi kafanda çekmeye çalışıyorsun, hiçbirşey görmediğin halde herşeyi gördüğünü zannediyorsun. Ayrıca bir kitabı herkes aynı anda okuyamaz. Ama filmi pek çok kişi aynı salonda seyreder. Video bile olsa en azından iki üç kişi aynı anda seyredebilir. Ve tabii sevgilinle beraber seyrediyorsan el ele tutuşabilirsin, konuyu kaçırmayacak oranda öpüşebilirsin. Bunun da yarattığı bir enerji var. Film akar, kitap durur. Her neyse... O zamanlar kafam biraz karışıktı.
- İyi kitaplar dışında kimse elimden tutmadı.
- Tanrı zaten affeder, konsepti bu, bağışlayıcı olmak. Ama en güçsüz olanın konsepti bu değil, onun elinde tek silah var, affetmemek
- "Annemin öldüğünü anlatma, onun etkisi altında olduğum için kendisini sevdiğimi düşünmesin.""Tamam Galip.""Karanlıkta uyuyamadığım için gece lambasını açık bıraktığımı anlatma, beni ottan boktan korkan biri zannetmesin.""Tamam Galip.""İlk defa âşık olduğumu anlatma, beni bu konularda tecrübesiz biri zannetmesin.""Tamam Galip.""Geçen sene el frenini çekmeyi unutup Kartal'ı boklu dereye yuvarladığımızı anlatma. Malının kıymetini bilmeyen biri olduğumu düşünmesin.""Tamam Galip.""Babamın orospu çocuğu olduğunu anlatma. Onu bizzat ben anlatmak istiyorum.""Tamam Galip.
- Biz napıyoz la bu hayatta?birileri demiş sınırları çizmiş burda yaşıyacan demiş.Birileri demiş ki bu maaşı alıcan demiş bu okula gidicen demiş bunlara karşı çıkmıcan demiş.Bunların hepsi ben söylemeden önce ben yapmadan önce birileri tarafından söylenmiş.
Ben istemedim ki bunların hiçbirini..