Başlangıçta ben de onunla birlikte gidiyor, işçilerin çalışmalarını izliyordum. Yeni bir yola girmeye, pratik işlere ilgi göstermeye ve elime düşen bu insan malzemesini tanımaya, çok özlenen sevinci tatmaya, sözcüklerle değil, insanlarla ilgilenmeye çalışıyordum. Romantik planlar kurmaktaydım; linyit işi iyi gitse de bir çeşit birlik kursak, bunda hepimiz çalışsak, herşey ortaklaşa olsa, hep birlikte aynı yemeği yesek, kardeş gibi aynı elbiseyi giysek... Kafamda yeni bir toplumu, insanların yeni ortak hayatının mayasını yaratıyordum.
Ama daha tasarılarımı Zorba'ya açma kararını verememekteydim.
....
Böyle bir pazar günü, zengin yemek ve içkiden dönerken, ağzımı açıp tasarılarımı Zorba'ya anlatmaya karar verdim.
....
İnsan canavardır! diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar diyorum sana! Ona kötülük mü ettin, senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın, gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru, patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!
Boğulmuş bir halde, iyi ama, hiçbir şeye inanmaz mısın sen? dedim.
Hayır, hiçbir şeye inanmam! Sana kaç kez söyleyeceğim? Zorba'dan başka hiçbir şey ve hiç kimseye inanmam. Zorba ötekilerden iyi olduğu için değil; asla! O da canavardır. Zorba'ya inanırım ama. Çünkü yalnız ona sözüm geçer. Yalnız onu bilirim. Bütün ötekiler hayaldir. Ben, onun gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor, bağırsaklarıyla sindirim yapıyorum. Bütün ötekiler hayaldir diyorum sana! Ben ölünce hepsi ölür. Bütün Zorba dünyası güme gider...
Alay ederek, Amma bencillik be! dedim.
Ne yapayım patron? Bu budur. Bakla yedim, bakla söylerim. Zorba'yım, Zorba'ca konuşurum.
Diğer Nikos Kazancakis Sözleri ve Alıntıları
- Bugüne kadar senin hakkında ileri geri konuştuysam kusura bakma, insanız affet.
- "Ben bir şeye özlem duydum mu ne yaparım bilir misin? Bir daha bıkıp da hatırlamayacak kadar yerim yerim... Ya da tiksintiyle hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken kirazlara karşı anlaşılmaz tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor,yiyor yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm, salyalarım akardı; işkenceydi bu! günün birinde kızdım mı, utandım mı, bilmiyorum; baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlar, ne plan kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım, bir bahçeye gidip bir sepet dolusu kiraz aldım, bir çukurun içinde oturup başladım yemeye. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum patron! O zamandan beri de kirazlardan kurtuldum; bir daha gözüme görünmelerini dahi istemedim. Özgür oldum. Artık kirazlara bakıp şöyle diyordum. Size ihtiyacım yok! şarap için aynı şeyi yaptım, sigara için de. Hala içiyorum ama istediğim anda harp diye bıçakla keser gibi kesiyorum. tutku bana egemen olamamıştır. Yurdum içinde aynı şey, hasret çektim, bıktım,kustum kurtuldum!" sf194
- "Bir zamanlar diyordum ki:Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden?Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyior, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak,onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz....Nikos Kazancakis-Zorba
- "senin anlayacağın, karga eskiden namuslu,doğru ve bayağı karga gibi yürürmüş ama, günün birinde keklik gibi kırıtarak yürümek esmiş aklına ve zavallı, o zamandan beri kendi yürüyüşünü de unutup sapıtmış; şimdi de görmüyor musun, sıçraya sıçraya gidiyor..."
- ...
Ne makine şu insan be
İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun
İç çekmeleri
Gülüşler
ve düşler çıkıyor - Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Nikos KAZANCAKİS, Zorba - "Kendin yarı şeytan olmazsan, şeytandan nasıl kurtulursun be? "
- Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avare et ve korkma! Tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir!
- Özgür değilsin, senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden daha uzun, hepsi bu kadar.
- "Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni."