Annem bana hep 'Ağır ol!' diyordu. Şimdi ağırdım, apağır ve sadece kendime sağır. Duymayacaktım kendimi. Onları dinleyecektim artık ve ciddi olacaktım, patates gibi ciddi ya da domates kadar; zaten ciddiyet onlara yakışıyordu sadece. Hepsi aynıydı hem. Kızarınca hemen yiyorlardı domatesi ve yiyen mutlu oluyordu da domates ne kadar mutlu, bunu bilen yoktu. Kim sorardı ki zaten ona bunu? Sorsa sorsa başka bir domates sorardı. Cevap ise: 'Senin kadar.'dı.
Diğer Erdal Demirkıran Sözleri ve Alıntıları
- Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler:
"Kendilerini..." - Kimse benden bir olağanüstülük beklemiyordu.
İsteseydim hiç çalışmadan da maaşımı almaya devam edebilirdim. Mazeretim de hazırdı. " Ben daha yeniyim." diyebilirdim mesela; ama demedim. Çünkü mazeret basit hedefleri olanlar için vardır ve benim basit hedeflerim hiç olmadı... - Akli basinda olan hiçbir insan, ömrünün üçte birini yastiga bagislamaz.
- Hayat bu kimi ne yapar bilinmez, kime ne yapar hiç bilinmez...
- gidince ölünmesi gereken şeydir aşık olduğun...
- Ölümsüz olsak yaşamaktan bıkardık.
- Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler:
"Kendilerini..." - Kimse benden bir olağanüstülük beklemiyordu.
İsteseydim hiç çalışmadan da maaşımı almaya devam edebilirdim. Mazeretim de hazırdı. " Ben daha yeniyim." diyebilirdim mesela; ama demedim. Çünkü mazeret basit hedefleri olanlar için vardır ve benim basit hedeflerim hiç olmadı... - Akli basinda olan hiçbir insan, ömrünün üçte birini yastiga bagislamaz.
- Hayat bu kimi ne yapar bilinmez, kime ne yapar hiç bilinmez...