ALİ ŞERİATİ (1933-77), Sosyolog-Yazar, İran, TR-2009, Fecr Yayınevi, 216 sf.
http://www.kitabinomurgasi.com/2013/09/ebuzer-ali-seriati.html
-Hz.Ebuzer (Ebu Zerr el Gıfari; farsçada: Abu Dharr el Gıfari) (?-652), Mekke ve Medine arasındaki Rebeze'de doğmuş ve altın-köle ticaret kervanlarının yolunu kesen Gıfar kabilesine ait bir bedevi araptır.
-Zulüm ve adaletsizliğe karşı içinde birikmiş duygulara hitabettiğini işittiği, yeni ve devrimci sözler söyleyen Hz.Muhammed'i görüp tanımak için Mekke'ye gider. Orada önce Hz.Ali, sonrasında da Hz.Muhammed ile tanışarak müslümanlığı ilk kabul edenlerden olur.
-Henüz gizli yürütülen Müslümanlığa ve birkaç kişiden ibaret olmalarına rağmen, Hz.İbrahim'den kalan Kabe'deki 300'den fazla puta karşı meydanda haykırmaktan geri durmaz. Bu islamın ilk haykırışı ve şirke karşı ilk saldırısıdır. Mekkelilerin müthiş tepkisini çeker; Şahsiyetsiz, hepsi tek renk, tüm tonlar siyah ve hepsi hüviyetsiz, kelleden ibaret çokluk ile imanın kendisinde anlam, mahiyet, amaç, yön, hücum, hayret edilecek güç ve yenilme bilmez bir harikuladelik verdiği bir şahıs karşı karşıya gelmiştir.
Meydan dayağından linç edilmeye giden saldırı, Gıfari kabilesinin savaşçılığı ve öç alacağı hatırlatıldığında durur.
-İSLAM, Hz.Muhammed önderliğinde, Hz.Ebuzer'in bütün insani ihtiyaç ve sosyal arzularını doyurur. Allah ve eşitlik, din ve ekmek, aşk ve güç bir tarafta, putlar ve ayrıcalık, küfür ve açlık, zayıflık ve zillet bir taraftadır. Buda ve İsa'nın sufice yoksulluğu ilahi gösterme geleneğine karşı, YOKSULLUĞU KÜFÜR KABUL EDEN DEVRİMCİ BİR ANLAYIŞ vardır İslam dininde. Yoksulluğa karşı olan Müslümanlık, bunu gerçekleştirirken, DİĞERLERİNİN AÇLIĞI İÇİN SAVAŞANIN KENDİ AÇLIĞINI GÖZE ALABİLMESİNİ ve TOPLUMU ÖZGÜRLEŞTİREBİLMEK İÇİN İSE KENDİ ÖZGÜRLÜĞÜNDEN VAZGEÇEBİLMESİNİ gerektirir.
-Hz.Ebuzer, EVİNDE EKMEĞİ OLMAYAN YOKSULUN ELİNE KILICI ALIP BÜTÜN HALKA KARŞI AYAKLANMAMASINA ŞAŞIYORUM demiştir.
-Tüm hayatını ELİNDE NE VARSA PAYLAŞARAK geçiren ve BİRİKTİRMENİN EN BÜYÜK GÜNAH OLDUĞUNU düşünen Hz.Ebuzer, Hz.Muhammed'in ölümünden sonra artan zenginlik ve buna paralel gelişen HAKİM TABAKA ve ONLARIN TAHAKKÜMÜNE İSYAN etmiştir. Kur'an'dan aldığı en büyük şiar şöyleydi:
Altın ve gümüş toplayıp Allah yoluna harcamayanlar var ya, onlara çok çetin azabı müjdele: bu topladıkları cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınlarını, böğürlerini ve sırtlarını damgalayacak, işte, kendiniz için topladığınız hazineler denilecek, şimdi tadın bakalım, sarıp sakladığınız hazinelerin tadını.
-Hz.Osman'ın SADECE ZEKATIN YETERLİ OLDUĞU DÜŞÜNCESİNİ KUR'AN'A DAYANARAK REDDEDER ve ona HİÇBİR TOPLANMIŞ MAL YOKTUR Kİ, SAHİBİNE ATEŞ OLARAK DÖNMESİN diye karşılık verir. Hz.Muhammed'in ailesinden olanlarının bazıları geçim sıkıntısı çekerken, halifenin ipek giysiler giymesine, hilafet şurasındaki Zübeyr'in 1000 kölesi olmasına, Şam Valisi Muaviye'nin Yeşil Saray'ı inşa etmesine isyan eder. Halkın kendisinden çok etkilenmesi ve isyana meyletmesi nedeniyle Medine'den Şam'a, Şam'dan Medine'ye sürgünden sürgüne gönderilir.
-Sonunda, Hz.Ebuzer'in yarattığı ayaklanma riskinin çok arttığı kanaatine varan halife Hz.Osman tarafından doğum yeri olan çöl kasabası Rebeze'ye sürülür. Oraya, Hz.Ebuzer'i çok seven ve yasaklara karşı gelen Hz.Ali tarafından götürülür.
Kısa süre sonra açlık ve yoksulluk nedeniyle önce çocuklarını kaybeder, sonra da sadece eşi Ümmüzer eşliğindeki yalnızlık içerisinde vefat eder.
-Hz.Muhammed'in Hz.Ebuzer'e verdiği ünvanlar şöyledir:
Sinesi dolup taşacak kadar ilim öğrenen kişi
Ne mavi gökyüzü ne de kara toprak Ebuzer'den daha doğru sözlü birini görmemiştir.
Ebuzer'in hayası ve dine bağlılığı Meryem oğlu İsa gibidir
Ebuzer gökyüzünde yeryüzünde olduğundan daha meşhurdur
Ebuzer yalnız yol alacak, yalnız ölecek ve yalnız diriltilecektir.
Diğer Ali Şeriati Sözleri ve Alıntıları
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Ya parolalar? Liberalizm! Yani duygusuzluk. Demokrasi! Yani "senin nasibini zaten ayırmış olanları seçmek!" Hayat mı? Maddi varoluş.
Ahlakiyat mı? Fırsat kollayıcılık(opportünizm) ve bencillik. Hedef?
Tüketim. Hayat felsefesi? Doğal iştahları doyurmak. Son hedef? Zevk ve eğlence içinde bir hayat. İnanç, ideal, aşk? Varlığın anlamı? Onları da unutuver canım! - (Ali için ) "Toplumsal güç elinde değil iken sükut eden ve güce kavuşunca muhafazakarlaşmayıp aksine devrimcileşen tek insandır"
- " İnsanın eşyadan daha fazla faydalanmasını sağlamak bilimin tek amacı olamaz"
- Tarih boyunca başkaları gelip ekmeğini talan etsin diye,açın açlığını hakim kılmak için kurulan,fakirliği üreten ve onun bekçiliğini yapan bir din hakkındaki yargılarımız hiç şüphesiz doğrudur. Ancak nasıl olur da Ebuzer'i yetiştiren din hakkında da aynı şeyi düşünürüz? Ebuzer, İslam'ın o tertemiz, parlak ve mükemmel çehresi; Paygamber'in yetiştirdiği şahsiyet, hiçbir şeyi olmayan Ebuzer. Sahip olduğu her şey bu fabrikanın,bu kitabın ve bu öğretinin ürünüydü. İşte bu dinin inşa ettiği bu kişi şöyle der: ''Evinde yiyecek bir şey olmadığı halde, kılıcını çekip de insanlara saldırmayan kimseye şaşarım!''
- "İrfanî metinlerimiz, ?İslamî ibadet' adıyla elimizde bulunan şekillerle birlikte, toplu olarak bilinçli bir şekilde bize öyle bir egzersiz bağışlıyor ki, bu egzersiz ruhumuzu her günkü yaşam bataklığına düşmekten, tüketim-perestlikten, lüks-perestlik ve alçak rekabetler içerisinde hapsolmaktan kurtarır... Victor Hugo ne diyor: ?Sonsuz küçük, sonsuz büyük karşısında yer alıyor.' Nerede? Namazda!"
- "İbadetten maksat, insanla Allah arasında sürekli devam eden varlıksal birleşme ve bağlılıktır. Allah, anlam, güzellik, hedef, amaç, iman ve bütün insani değerlerimizin kaynağıdır. Onsuz her şey boş, anlamsız, saçma, zelil bir bataklığa düşer. Bugün ibadetin rolü dün ve evvelki günden daha çoktur."
- "Peygamber Mescidi'nin beş-altı kapısı var. İmam namaza durmuş, mescidin tamamı saf tutan cemaatle dolu... Herkes bu namaza bağlanmıştır... Topyekün ümmet eğiliyor, topyekün dalgalanıyor. Bu durum öyle bir gerçeklik yaratıyor ki, hiçbir duygu-düşünce onun yerini tutamaz. Bu harekette bulunan insan, yeryüzündeki bütün İslam varlığıyla dost olduğunu ve uyum içerisinde bulunduğunu hissediyor. Bundan dolayı dünyada ?Biz' duygusuna sahip oluyor."