23 NİSAN... Kurtuluş Savaşı?nda sayısız şehit çocuğu öksüz ve yetim kalmıştı. Bu kutsal emanetlere sahip çıkabilmek için, bizzat Mustafa Kemal?in himayesinde 1921?de Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti kuruldu. 23 Nisan henüz ?hakimiyeti milliye? bayramıydı. Çocuk bayramı değildi. 23 Nisan 1923?te TBMM?de yapılan Hakimiyeti Milliye Bayramı töreninde, Mustafa Kemal?in isteğiyle, Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı?na protokolde yer verildi. Bir sene sonra, 23 Nisan 1924 törenlerinde Himaye-i Etfal Cemiyeti?ni Mustafa Kemal?in eşi Latife hanım temsil etti. 23 Nisanlar cemiyetin tanıtımı için fırsat olarak değerlendiriliyordu. Mesela? Gelir elde etmek için rozet satılıyordu, 23 Nisan törenlerine katılan herkes bu rozetleri takıyordu. gazeteler teşvik edici yayınlar yapıyordu, her rozet, bir şehit çocuğuna destek manasına geliyordu. 23 Nisanlar, Himaye-i Etfal?le özdeşleşmişti. 23 Nisan denilince şehit çocukları, şehit çocukları denilince 23 Nisan akla geliyordu. Milliyet gazetesi 23 Nisan 1926?da ?Çocuk Bayramı? manşeti attı. Alt başlığında ?bugün istiklal günü, vatanın kimsesiz çocuklarına yardım edelim? deniliyordu. Bağış patlaması oldu. Cemiyet, yardım kutuları koydu, para atmak için kuyruk oluştu. Ankara?nın lokantacı, kahveci, otomobilci esnafı 23 Nisan hasılatlarını Himaye-i Etfal?e verdi. 23 Nisan 1927? Himaye-i Etfal Cemiyeti?nin yayınladığı bildiri gazetelerin manşetlerindeydi: ?Büyük Gazimiz, çocuklarımızın 23 Nisan bayramını daha sevinçli geçirmelerine vesile olacak büyük bir jestte bulunmuşlardır. Mustafa Kemal Paşa, otomobillerinden birini, törenlerde çocuklara tahsis etmiş, Cumhurbaşkanlığı bandosunun çocuk bayramı için görev yapmasını sağlamıştır. Çocuklarımız ne kadar övünse ve sevinse yeridir.? Himaye-i Etfal aynı zamanda şu çağrıyı yapıyordu: ?Yaşınızı, memuriyetinizi, işinizi bir tarafa bırakarak, bugün çocuklarınızı şevk ve muhabbetle eğlendiriniz, çocuk şenliklerine katılınız. Bu saadetli günü yavrunuzu bağrınıza basarak bahtiyarlıkla geçirirken, sizin müşfik yardımlarınızı bekleyen, memleketin anasız, babasız yavrularını unutmayınız.? Mustafa Kemal o sene Himaye-i Eftal balosuna katıldı. Ankara Evkaf Oteli?ndeki baloda, 10 bin lira yardım toplandı. 23 Nisan 1928, artık tamamen ?Hakimiyeti Milliye ve Çocuk Bayramı? adıyla kutlanıyordu. 23 Nisan 1929, sadece bir günlük bayramla bırakılmadı, Mustafa Kemal?in talimatıyla yedi güne çıkarıldı, ?çocuk haftası? ilan edildi. Etkinlikler çığ gibi büyümüş, tüm yurda yayılmıştı. Himaye-i Etfal?in bu organizasyonu tek başına yapabilmesi artık mümkün değildi. Balolar, konferanslar, anne eğitimleri, müsamereler, yarışmalar, şenlikler içeren kapsamlı kutlamaların organizasyonu, dönemin en büyük sivil toplum kuruluşu Türk Ocakları?na verildi. (Çocuk Haftası?nın ilk sürprizi şuydu? Türk Ocakları?nın yönetimi 23 Nisan?da çocuklara bırakılacaktı. Bugünkü koltuk geleneği böyle icat edildi.) Himaye-i Etfal, sadece üç kuruşluk rozet satarak başladığı macerada? Yedi sene gibi çok kısa sürede 300 binden fazla şehit çocuğuna ulaşmayı başarmıştı. 1929 itibariyle, 300 binden fazla yetime düzenli olarak kitap, elbise, çamaşır, oyuncak, süt, yemek ve şeker dağıtır hale gelmişti. Himaye-i Etfal sayesinde herkes gücü ölçüsünde amca, teyze, dayı, hala olmuş, şehit çocuklarının elinden tutmuştu. Mustafa Kemal vizyonuyla ?dünyanın en büyük ailesi? kurulmuştu. Yani? Yanisi şu? 23 Nisan törenlerini ?şehitler var? gerekçesiyle iptal etmek, sadece Atatürk alerjisi değildir, aynı zamanda cehaletin daniskasıdır. 23 Nisan Çocuk Bayramı?nın varlık sebebi, bizatihi şehit çocuklarıdır. 23 Nisan, kendi çocuğumuzu şefkatle bağrımıza basarken, şehit çocuklarını unutmayalım günüdür. 23 Nisan, bizim çocuklarımızın saçının teline zarar gelmesin diye, kendi canını hiçe sayan kahramanları unutmayalım günüdür. 23 Nisan, bu milletin şehitlerine ve çocuklarına borcudur.
Diğer Yılmaz Özdil Sözleri ve Alıntıları
- Tank taşıyabilen kargo uçakları, İncirlik'e inip kalkmaya başlamıştı. Amerikan basını, Ankara'yla Washington'ın el sıkıştığını, 40 bin Amerikan askeri ile 350 uçağın Türkiye'ye konuşlanacağını yazıyordu.
- Seferberlik falan beklenirken, tam tersi yapıldı.
18 ay askerlik, 15 aya indi.
90 bin kişi erken terhis oldu, AKP'ye duacı oldu. - Tayyip Erdoğan, Siirt'te okul açılışı yaptı.
Karatahtanın başına geçti.
Milli Eğitim'in yeni sloganını yazdı:
Oku, Düşün, Uygula, Neticelendir...
Küçük bir pürüz vardı.
Başharfleri dizince "ODUN" çıkıyordu! - Başbakanımız, Güney Kore'de Hyundai fabrikasını gezdi.
Hyundai CEO'su "Gelmişken, size otomobil hediye etmek isteriz." deyince "Limuzin olsun." dedi. - Mersin limanı satıldı.
İskenderun limanı satıldı.
Amerikalılar, Garanti Bankası'na ortak oldu.
Hülya Avşar'la Kaya Çilingiroğlu boşandı sayın seyirciler...
Bundan önemli mevzu yoktu. - Telsim, İngiliz Vodafone'a satıldı.
Uzanların radyoları, Kanadalılara satıldı.
Yarımca limanı, Araplara satıldı. - Hangi adımlar, hangi sırayla atıldı?
Hangi sansasyon, hangi basit olayın artçısıydı?
Hangi sebep, hangi sonucun iÅŸaret fiÅŸeÄŸiydi?
Hangi niyet, hangi amacın maskesiydi?
Bir bakışta görebilmeniz için hazırladım. - Başbakanların oğlanları köşeyi dönerken, memleket şamar oğlanına dönmüştü... Kosova Barış Gücü'nde görevli Türk yüzbaşı, Alman askerleri tarafından coplarla dövüldü. Almanların komutanı "pardon" dedi, bizimkiler "rica ederiz" dedi, sineye çekildi.
- AB'ye gireceğiz ayaklarıyla, AB'ye uyum adı altında, beş dakkada beşiktaş yasaları çıkmaya başlamıştı. TBMM pazar günleri bile geceyarılarına kadar çalışıyor, milletvekilleri uyukluyor, eller otomatik olarak inip kalkıyordu. Muhabirler vekillerin burnuna mikrofon uzatıyor, "Hangi yasaya oy verdiniz?" diye soruyor, cevap alamıyordu. Çaktırmadan yasa taslaklarının satır aralarına sokuşturulanlar, anca Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra fark ediliyor, "Vayyy şu yasayı çıkarmışız" deniyordu!
- Bir aydır en çok konuşulan mevzu, nihayete erdi.
Başbakan'ın küçük oğlu Bilal evlendi.
Nikâhı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna kıydı. Niye Kadir Abi kıymadı derseniz... Kadir Topbaş o sırada Beyoğlu Belediye Başkanı'ydı. Gerçi, nikâh başvurusu Beyoğlu Belediyesi'ne yapılmıştı ama nikâhı kıymaya rütbesi yetmemişti.
Gelin henüz 17 yaşındaydı. Reşit değildi. Anne babası, evlenme izni verilmesi için dava açtı. Sulh hukuk mahkemesi sakınca olmadığına karar verdi.
Felsefi bi düğün oldu. Çünkü düğünün yapıldığı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, aynı gün Dünya Felsefe Kongresi vardı. Sabah saatlerinde aynı salonda Dünya Felsefe Kongresi'ne katılan ve açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Sezer, akşamki düğüne katılmadı. CHP lideri Baykal ve Genelkurmay Başkanı da katılmadı. Erbakan davet bile edilmedi. Miting gibiydi, dokuz bin kişi vardı.
Bilal'in nikâh şahidi, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'ydi. Öbür şahitler, Arnavutluk Başbakanı Fatos Nano, Bülent Arınç, Abdullah Gül ve AKP Milletvekili Nevzat Yalçıntaş'tı. Silvio salona girerken jest yapıldı, Klasik Türk müziği yayını kesildi, Pavarotti'den arya çalındı. Silvio "Meraviglioso" dedi, harika yani... Geline evlilik cüzdanını Silvio verdi, elini öptü; damada saat, geline kolye, Başbakan'a kristal vazo, Emine Hanım'a bilezik hediye ettiğini açıkladı.
Kapıda protesto eylemi vardı.
"Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere" sloganı atıldı.
Biber gazı sıkıldı. Dört bin polis görevliydi.
Salonda sadece TRT ve Anadolu Ajansı'nın çekim yapmasına izin verildi. Öbürlerine servis edildi. Medya takip merkezinin 19 televizyon kanalındaki ölçümlerine göre, düğün için toplam 27 saat 56 dakika yayın yapıldı. Salon 7 bin dolara kiralanmıştı.
Davetlilere, tanesi 3,5 milyon liraya mal olan gümüş kutucuklar hediye edildi. İçinde çikolata vardı.
Guinness Rekorlar Kitabı, el sıkma rekoru kırılacağı beklentisiyle ekip gönderdi. Tayyip Erdoğan'ın tokalaştığı kişileri tek tek saydı. 4 bin 815'te bitti. Hayal kırıklığına uğrandı. Davetli sayısında Türkiye rekoru kırılmış, ancak tokalaşmada dünya rekoru kırılamamıştı. Dünya tokalaşma rekoru, ABD New Mexico Valisi'ne aitti, 8 saatte 13 bin 392 kişinin elini sıkmıştı.
İngiliz Times gazetesi "Türbanlı Diana" başlığını attı. Gelinin annesi "Kızımı Başbakan'ın oğluna değil, Harvardlı'ya verdim" dedi. Genç çift, balayını Beylerbeyi'ndeki Bosphorus Palace'ta geçirdi. Boğaz'a sıfır otel, ünlü moda dergisi Vogue tarafından "dünyanın en romantik oteli" seçilmişti. KESK Genel Başkanı "Memura zam olarak, Başbakan'ın oğlunun damatlık elbisesi kadar para istiyoruz, hepsi o" dedi.