... Bir genç adam. Kapıda durmuş. Pek havalı. Üzerinde free libya yazan bir t-shirt var. Maceranın erkeğe cazibe katan boşvermişligiyle uzamış sakallar. Elindeki kalaşnikofu duvara dayıyor. Kaslar kalkık , çapkın gülümsüyor. Şair kızlar neşelendiler. Başörtülerini düzelttiler, bir hevesle ayağa kalktılar. Odada tiril tiril bir titreme. Yasli kadınlar , genç kızların eteklerinin salınımından ve genç adamın heyecanla anlattığı cephe hikayesinin el kol hareketlerinden oluşan , her şeyi savuran, küçük ask hortumunu görmezden gelmeye çalışıyorlar. Bakışları bu rüzgarı tökezletecegi için bakmıyorlar. Kızların hepsinin yanakları kızardı. Genç adam yerinde yaylana yaylana , kaykılmış bir gülümseme ile konuşuyor. ..... Elini beline koymasıyla... ortadoğu erkeklerinin, izlemesi iç gıcıklayıcı, sevince sadece acı veren o şımarıklığı... Nasıl da seviyor kendini. Nasıl da bu dünyaya bir hediye. Ah! Nasıl da hak ediyor her şeyi. Bir insan yeterince sevilirse böyle bir şey oluyor demek ki. Gövdesinin her parçasının ayrı ve doyulmaz bir tadı var gibi, hareket ederken sanki tadıyor kendi etini. Acaba kendini kime bahşedecek? Tembel tembel bunu düşünüyor gibi. Ya da lütfedecek mi acaba? Karnına dokunuyor gevezelik ederken. Kızların ici gidiyor. Sakalını kasıyor ukala sakalaşırken. Kızların ici gidiyor. Arka cebine kabadayı takıyor parmağını. Kızların ici gidiyor. Gülüyor , hep gülüyor. Kızların hep içi... hicbir şeyin farkında değilmiş gibi yapısında muazzam bir şehvet. Biliyor , ömrü boyunca hep sevilecek, hic terk edilmeyecek, hiç haddi bildirilemeyecek , hep affedilecek , hep beklenecek , bir parça sevgi talep edilirse hemen sıkılıp boğulduğunu söyleyip gidecek. Bunun ödülü olarak , onun daha iyisini hak ettiğini düşünen kadınlarca sevilecek. Boyle sere serpe var olmak nasıl bir şey, bu cânım kızların hiçbiri ömrünce bilemeyecek. Bütün bu genç kadınlar , hepsi , birbirine onun gibi bir adamı sevmenin ne tatlı ve ne aci olduğunu anlatacak. Ne zalim diyecekler onun için, şımarık , bencil, alçağın teki ve sonunda bir oğlan çocuğu deyip affedecekler, yine sevecekler. Her şeylerini alacak , geriye hicbir şey vermeyecek, sonra belki -eğer yeterince sebat edersen- gülümseyecek bir kez daha. Hoop... yeniden her sey ayaklarına serilecek. O yüzden iste , tüm bunları yaşayacağından emin biri gibi gülümsüyor. Kalbi hiç sıtma görmemiş Ortadoğulu erkek gülümsemesi. Gücünü yumuşak kalpli , sevilmek için hep daha fazlasını yapması gerektiğine inandırılmış kızlarda deneyecek erkeğin gülümsemesi.
Diğer Ece Temelkuran Sözleri ve Alıntıları
- Başka kadınların çaresizliklerine öfkelenen kadınlar muhakkak kendi çaresizliklerine öfkeleniyordur.
- Biz vurmayı dokunmak, kırmayı sevmek, öfkelenmeyi inanmak sanan çocuklardık. Ne kadar sevilsek tamir olmayız.
- Bilin ki büyük hayatlara niyet edenler
büyük günahların kefaretini göze almalı.. - anlayacaksınız ki hayat sizin nefesinizde. başka hiçbir yerde, hiçbir şeyde değil. hayatı siz kuracaksınız.. nefesinizi üfleyeceksiniz.. hayat; nefesinizin yettiği kadar(..)
- "Çünkü burada insanlar bir yanlışlık gibi ölüveriyor. Sen bir yanlışlık olamayacak kadar güzelsin."
- "Tanrıya inanıyorsanız onun, insanın kalbine dokunmak için başka şeyleri değil sözü seçtiğini bilirsiniz. İnanmıyorsanız sözün tanrı gibi sınırsız bir büyüyü yaratacak kadar büyük olduğunu bilirsiniz."
- "insanlık son yüzyılda en az tanrı kadar iyi bir masal daha üretti: neo liberalizmin yeryüzünün yapabileceği en iyi şey olduğuna dair bir masal bu. başka hangi yüzyılda krallar daha az kişinin daha çok yiyeceği, daha çok kişinin aç kalarak öleceğini ve herkes için en iyisinin bu olduğunu söylese bu kadar geniş bir tebayı inandırabilirdi kendine? hangi kral "gökyüzünün ve yer yüzünün tüm renkleri yok olana kadar somuracağız maviyi ve yeşili. doğanın kusmuklarından ciklet ve deodorant yapacağız" dese hangi çılgın teba sevinçle koşardı cikletlerle deodorantları almaya? "asyalı çocukları tuvalete bile gitmelerini yasaklayarak çalıştıracağız ve onların küçük elleri ile yaptıkları plastik oyuncakları hazır yemek zincirlerinde dünyanın dört bir yerinde hediye olarak, zehirli çocuk menüleriyle birlikte başka çocuklara vereceğiz. böylece doğudaki ve batıdaki çocukların aynı anda canına okuyacağız" dese krallar, hangi cahil orta çağ insanı inanırdı buna?"
- Dilini bilmediğin bir yerde ağlamak fenadır. Çünkü seni, senin dilinde susturacak kimse yoktur.
- "Oysa ben hikayesini ilk kez anlatırken dikkate alınmayan insanların aniden ölebileceğinden korkarım."
- Bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce âşık olur.