- " Erkeğin sefaletini gören, sefaleti tam anlayamaz.Sefaleti anlamak için kadının sefilini görmeli.Belki ondan daha derin olan gerçek sefalet, çocuğun sefaletidir... "
- Sevmek ve sevmiş olmak... Bu kadarı yeter. Gerisi..? Başka bir şey istemeyin. Hayatın karanlık kıvrımları içinde bulunacak başka inci yoktur. Sevmek bir tür tamamlanmaktır...
- " İyilik yapmak için tanımak gerekmiyor..."
- Dünya da sizin düşmenizi ölmenizi hiç umursamaz... Çünkü dünya sadece bencillik olan, insanlık için bir erdemi ya da bir düşünceyi kapsamayan her şeyin düşüp ölmesine rıza gösterecektir...
- "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç..."
- " Sizden, kendisine bir yer ve yemek vermenizi isteyen kişiye adını sormayınız. Sığınağa muhtaç olan, asıl adından sıkılan kişidir... "
- Bir insan sefalet bataklığına düşmeyi görsün.Çırpındıkça aşağılara iner.Biri çıkıp da elinden tutmayacak olursa, gırtlağına kadar batar; bütün ümitleri söner.O zaman dehşetlerin en korkuncu mümkün hale gelir.Kaybedeceği bir şeyi kalmadığını düşünerek değil krala, Tanrı'ya bile küfreder...Baba, anne. kardeş, evlat, akraba, kumarbaz, ayyaş, hırsız, fahişe onun nazarında birdir.En adi suçu bile işlerken yüzü kızarmaz; vicdanı kendisini rahatsız etmez.
- Kadın bakışları sakin ve müthiş bir makineye benzer. Her gün sessizce ve zarara uğramadan, bir şey fark etmeden onun yanından geçilir. Bir zaman gelir ki böyle bir şeyin orada olduğunu bile unutulur. Gider, gelir, düşünür, söyler, gülersiniz! Birdenbire yakalanmış olduğunuzu hissedersiniz! İş bitmiştir. Makinenin çarklarına kapılmışsınızdır, bakışlar sizi tutmuştur. Nerenizden ve nasıl tutmuş olursa olsun, ayak sürümekte olan düşüncenizin bir tarafından, dalgınlık halinizden sizi kapmıştır, mahvolmuşsunuzdur. Çarklar bütün vücudunuzu arasına çekecektir...
- Doktor Bey : Hastanız iyice hastalanmış... Neyi var Doktor Bey : Her şeyi ve hiç bir şeyi... Bu adam galiba çok sevdiği bir insanı kaybetmiş, insan bu yüzden ölebilir.. -Tekrar kontrole gerek varmı..? -Evet.. Fakat doktorun değil bir başkasının gelmesi gerekir...
- ... Yalnızca iyi şeylerden söz eden bir kitapta, "bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme mahkumdurlar," diye bir şey okumuştum. Peki, benim için değişen ne vardı ki..?