- Konuştuğum çoğu şeyi iş olsun diye konuşuyorum. Başka yerlerdeyim aslında. Paramparçayım. İyi değilim. Hiçbir şeyim olmadığını söylerken doğru söylemiyorum...
- Ulaşmak, yakalamak istediğim birileri, bir şeyler var ama hep geç kalıyorum. Tam varmışken gidiveriyor o şey. Kalkan bir otobüs oluyor kapanan bir kapı oluyor, kalabalığa karışıp bir daha görmediğim biri oluyor... Geç kalıyorum sonuçta. Hayatla aramdaki bu fark hiç kapanmadi...
- "Ben gideceğim diye tutturursan seni burada tutmaya gücüm yetmez. Ne yaparsam yapayım gidersin. Hatta buradaymış gibi gidersin ki bu daha da kötü. Kalmış gibi yapmaktansa gitmek daha iyidir. Ama bana sorarsan sakın gitme. Nasılsa tekrar gelirim diye gider insan ama sonra dönebileceğin yer kalmaz. Bırak dönebileceğin yeri, üzerinde yürüyebileceğin yol da kalmaz. Gidip de dönen yok mudur? Var elbette. Bazılarının gitmesi elzemdir. Ama seninki böyle değil. Gitme."
- İnsanın bir şeye bağlanması çok kolay değil. Bağlandığın andan itibaren nereye gideceğini sen değil, bağlılıkların belirliyor. Kendini zincirleyip sonra da anahtarı yutmak gibi bir şey.
- "Bir şey unutmuşum gibi geliyor." Gidenlere hep öyle gelir; bir şey unutmuşlar gibi. Oysa zaten bir şey unutmak için gider insan. Giderken bir şey unutmak sorun değil; insan çok daha büyük bir şeyi unutmak için gider. Geride kalanların ne anlamı olabilir ki?
- İnsan, Canhıraş Bir Suskunluktur.. "19. yüz yıl boyunca birçok cerrah, bir hayvan üzerinde operasyon yapmadan önce alışılmış bir biçimde ses tellerini kestiler. bunu, deney sırasında hayvanlar ses çıkarmasın diye yaptılar. Deneyi yapanlar ses tellerini keserek aynı zamanda bir gerçeği yadsıdılar -sessiz bir hayvanın acı çekmediğini varsaydılar- ve bunu kendileri doğruluğunu kabul ettikleri bilgileriyle doğruladılar. Hayvanın çığlıkları onlara zaten bildikleri bir şeyi, karşılarındaki yaratığın bilinçli, hisseden ve operasyon sırasında eziyet edilmiş bir varlık olduğunu anlatacaktı." Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez..
- Kaybettiğin hiçbir şeye ağlamanın anlamı yok anlıyor musun? Sevdiğin kadını sokaktaki kadınlardan ayıran anlamı ona sen kattın. Olmasa da bir şey değişmeyecek. Hayatı kalabalıklaştırdıkça içinde kayboluyorsun. Kendi klblıkların arasında kutsallarını yitirdin.
- Hayatı bir kitabı okur gibi arkana yaslanıp okuyamazsın. Direniş ayakta filizlenir, yürüyüştür ayakta kalmanın besini. Geçiştirilmiş bir yaşamın, zayıf kalmış klbini taşıyorsun.
- Gerçekten de adlar çok önemli değildir. Hikayenin insanın burnunu sızlatan hüznğ, adları gizler.
- Bazıları gökyüzünden yıldız satın alıyormuş. Bir internet sitesi aracılığıyla gökyüzünden diledikleri yıldızı alıp, diledikleri isimleri veriyorlarmış. Milyonlarcasını böyle satmışlar. Zenginlerin, şarkıcıların, mankenlerin gökyüzünde yıldızları var. Şimdi göğe bakma durağına gittiğimizde ne yapabileceğimizi bilmiyorum. Ah sevgilim ! Şimdi gökyüzüne bakmak, başkalarının evini gözetlemek kadar tedirgin edici. Gidelim başka bir gökyüzü bulalım, başka bir ay bulalım kendimize. Bu doymazlar, bu arsızlar gökyüzümüzü çalmışlar !