- Bu da geçer. Bu da geçecek. Bu da geçmeli. Bu da geçsin yâ hu!
- Bir insana hiç söylenmemesi gereken şeyleri söyleyivermek,hiç bulunmamam gereken yerlere zamansızca damlayıvermek, evden çıkmamam gereken vakitlerde sokağa atlayıvermek, yaklaşmamam gereken insanların burnunun dibinde bitivermek gibi maharetlerim var.
- Hayatımda onun kadar güzel gülen birine rastlamadım. O gülerken, bir kardelen daha açıyordu yeryüzünde. O gülerken, salıncaklar gökyüzüne salınıyordu. O gülerken, her şey güzelleşiyordu bizim gözümüzde.
- Hüzün ve acı bir annenin bakışlarına kadar indiyse onun kat kat fazlasını yaşıyor demektir. Çünkü bir annenin çocuklarına bakarken gizleyebileceği hüznün boyutu çok geniştir.
- Onun bakışları için şarkı söylenmesi gerekiyordu. Parmak uçlarına şiirler kondurmak gerekiyordu. Onun için kimseler yokken ağlamak gerekiyordu.
- Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatmak kolay değildir.
- Seni saklıyorum, parmaklarını, ellerini saklıyorum, gülümserken kıvrılan dudaklarını saklıyorum, hoşça kallarını saklıyorum, bembeyaz yüzüne bir anda dolan şaşkınlıklarını saklıyorum. Sırf bu yüzden kalbim bir gün paramparça olacak.
- ? Öfkelerimi de saklıyorum. Kudüs sokaklarından kalma öfkelerim var. Bir kadının tülbentine dizi dizi işleyip de, kimsenin yüzüne söyleyemediği öfkeleri gibi.
- Bayat ekmek kırıntıları, alıngan bir kuşun geride bıraktığı son parçalardır.
- Her insanın içinde, dışarıya çıkmak için uygun bir anı kollayan zavallı bir yan yok mudur? -15-