Kutsalını yitirmiş bir kentin ,bu kadar sahte kutsalı barındırması da bir zorunluluk galiba..Kimse kendi sesini ,kendi kelimelerini kullanmıyor..
İnsan hayatının ,sayısal verilere dayalı kurgulara nesne yapılması da modern çağın belirleyicilik arzusundan herhalde.
Hayatı yığınla grafikten ,yatay ve dikey eğrilerden ibaret sanan bir zamanı yaşıyoruz.Matematik bilmeyenlerin tutunamadığı bir çağ..
Hayatın devam ettiğini sürekli hatırlatıp durmaları ne ilginç insanların.Sanki kendilerini de inandırmaya çalışıyorlar.Heracı çekene hayatın devam ettiğini hatırlatmalarından nefret ediyorum.
O anlarda hayat devam etmiyor aslında.Sen durduğun anda hayat da duruyor.Ama sen yitirmeye devam ediyorsun.
Kendi varoluşunu geçiştirenler ,başkalarının var oluşunu da ucuz sözcüklerle geçiştirme uğraşındalar.Aslında bir yandan kendilerini de geçiştirme çabası bu.Ne kadar önemsizleştirirsen o kadar uzak tutarsın zihninden.
Hadım edilmiş kelimelerden evlatlar umuyorsunuz. Yalnız kalacaksınız...
Onuda öbür gün düşünürüz. Biriktirmenin ne anlamı var? Deli gibi didinip durmanın faydası yok. Ölüm var ölüm! Bana bak bazıları ölmeyi istesede beceremezler, sakın unutma bunu.
Gerçekten de adlar önemli değildir.Hikayenin ınsanın burnunu sızlatan hüznü,adları gizler.
Söylenmesi gereken mutlak doğrular ,geçerli önermeler hangileridir?Hangi cümlede gerçek saklı duruyor?Hangi tanım herşeyi kapsar?Özdeşlik nerededir?Çelişmezlik ve üçüncü halin imkansızlığı nerede kaldı?Hangi aklın ilkelerine yaslanacağız?Hangi akıl bize genel geçer bilgiyi sunacak?
Ivan Sergeyeviç Turgenyev
Zeki Kayahan Coşkun
Mustafa Kutlu
Gündüz Vassaf
Abdülkadir Geylani
Rick Riordan
Truman Capote
Mihail Afansyeviç Bulgakov
Darynda Jones
Necip Fazıl Kısakürek