'Deli, dostunu bulamayan kimsedir. Yalnızlık, deliliğin hammaddesidir. Bir muhatap bulunca, deliliğin çemberinden çıkarız. Mesela kendimi mum sanıyor olsaydım ve biri de cereyanlar kesilince beni yaksaydı, delilikten yırtardım. Yine de insan istiyor ki, bir kişiyle olsun bu 'kalpteki sır', daha doğrusu 'kalbin sırrı' konusunda anlaşabilsin. Birisi ''Evet'' desin, ''Seni anlıyorum. Aynı dert bende de var

''İnsan 30 yıl yaşayınca dünyanın üç günlük olduğunu anlamaya başlıyor.

'Yanlış anlamaların mikrodalga fırınında ısıtılmış ve çabucak bayatlayan umut kırıntılarıyla besleniyorum. Zehirlenmeye bile yetmeyecek porsiyonlarla

Tüm umudumu hayırlara vesile olan aksaklıklar, 12'den vuran yanlış anlamalar ve sorunları halleden hatalara bağladım

Yukarı bakıyorum. Boş: Kuşlar göğü terk etmiş. Onlar da bizim gibi canlarını kurtarmak için kafeslere sığınmış olmalılar.

Bazı şeylerin anlamı ortaya çıktığında o şeylerin "kendileri" çoktan yitmiş oluyor Şebnem. Biz aslında kaybettiklerimiziz. Kendisi kaybolunca anlamı parlayan şeylerle kuşatılmış durumdayız. Bu anlam birikintisi, aslında hayatla ilgisi kesildiği için anlamsızlığa matuf

Öldürdüğüm insanlarla iyi arkadaş olacağımızı düşünmüşümdür

Saçmalamak ,daima belli bir esneklik doğurur...

Kayıtsızlık dolu bir bağışlayıcılık ,mecalsizlikten kaynaklanan bir sükunet ,aynı dertten muzdarip olmanın getirdiği bir yakınlık ; insanlara masalsı bir yumuşaklık kazandırmıştı...

... benim HAŞAT kalbim KORKUYLA değil AŞKLA çarpıyordu...