- Kaç parlak melek dans edebilir Bir iğne üzerinde Kaç umut boğulabilir Bin cin şişesinin içinde Düşündün mü hiç Bir silahtı bardağın gerçekte Ve bir gün düşündüğünde Tanrım,Ben ne yaptım?
- Gurney- Evet , ne demezsin . Bu arada dört buçuk dakikan kaldı.Zaman su gibi akıyor. Eğer bana istediğim adresleri vermezsen sana ne olacağını söyleyeyim.Seni prosedürlere uygun bir şekilde gözaltına almaya çalışacağız. Ama sen kaçmaya çalışma aptallığı göstereceksin. Bunu yapınca da bir polis memurunun hayatını tehlikeye atmış olacaksın.Bu yüzden seni vurmak zorunda kalacağız İki kez vurulacaksın. İlk , dokuz milimetrelik kurşun taşaklarında kocaman bir delik açacak . İkincisiyse omuriliğinin birinci ve ikinci servikal vertebralarını parçalayarak geri dönüşü olmayan felce neden olacak. bu iki yaralanma neticesinde ömrünün sonuna dek hapishane hastanesinde , tekerlikli sandalyesinde şakıyan bir zavallıya dönüşmüş olacaksın.Bu arada hastanedeki dostların istedikleri her seferinde gelip suratına işeyebilecekler . Nasıl? Teklife ne diyorsun şimdi?
- Gerçeği göremiyor musun? Kör mü oldun ? Dünya zıvanadan çıktı. Açgözlülük her şeyi pençesine aldı. Servet değerli olmanın, yeteneğin yegane kanıtıymış gibi görülüyor. İletişim kanalları canavarların eline düştü. Kötülük övüldükçe övülür oldu. Şeytanların vaazı dinlenir, melekler bir kenara atılırken dürüst olana bu zıvanadan çıkmış dünyaya hak ettiğini sunmaktan başka çare kalmaz. Bunlar Good Shepherd'ın nihai ve hakiki sözleridir
- Her karışıklık gücü elinde tutan birilerinin işine yarar. Ve bu öyle bir karmaşadır ki, kimse bunu düşünmek istemez.
- "Hayatlarımızdaki en büyük acı, kabul etmediğimiz hatalarımızdan gelenlerdir. Bizim asıl kimliğimizle uyuşmayan hatalardır. Bize öyle zıtlardır ki, onlara bakmaya katlanamayız. Bir vücutta iki insan oluruz, birbirine katlanamayan iki insan."
- Bir şey olmuşsa, belli bir yolla olmuş demektir
- Gerçekten de bazen katilin neden olduğu acı tüm aileye sirayet ederdi. Geride kalan eşler, çocuklar, ebeveynler hayatlarının kalan kısmını üzüntü ve öfkeyle dolu bir halde geçirirlerdi. Ancak bazen de keder ya da acı olarak tanımlanacak türden duygulara neden olmayan ölümler de gözlemlenirdi. Gurney bu tür vakalara da çok şahit olmuştu. Kötü hayat süren insanların ölümleri de kötü olurdu. Uyuşturucu satıcıları pezevenkler, kariyer uğruna suç işleyenler, video oyunlarını gerçek silahlarla oynamaya kalkan yeni yetme çete üyeleri. Yoldan çıkan insan akim almayacağı şeyler yapabilir. Arada sırada aynı rüyayı gördüğü olurdu. Toplama kamplarıyla ilgili olan rüya. Bir buldozer kısmen iskelet haline gelmiş cesetleri boş bir çukura atıyor. Tıpkı kırık vitrin mankenlerine benziyor bu cesetler. Ya da moloz yığını gibi. Karşısındaki siyah gözlü, ılık kahve fincanını hâlâ sımsıkı tutan, parlak saçları yüzünün çoğunu gizleyen genç kıza uzun uzun baktı.
- İnsanları öldüren silahlar değil, yine insanlardır.
- "Bir erkeğin bir kadına yapma çiçek alması, çiçekli bir duvar kağıdı rulosu hediye etmesiyle aynı şey."
- Hayat sana limon veriyorsa limonata yap.