- Evet, çok büyümüşsün. Hem arif, hem de zalim olmuşsun.
- Demirci endişelenmiş ve hayrete düşmüştü, çünkü o anda Kraliçe?yi tanımıştı: Yeşil Vadi?deki güzel kız, ayaklarının bastığı yerde çiçekler fışkıran dansçı. Kraliçe onun hatırladığını görerek gülümsedi ve ona yaklaştı; uzun uzun ve çoğunlukla sözcükleri kullanmadan konuştular; Demirci onun düşüncelerinden pek çok şey öğrendi, bazıları sevinç, bazıları ızdırap veren düşünceler. Sonra geçmişe dönerek yaşadığı hayatı hatırladı ve Çocuklar Bayramı?na ve yıldızı bulduğu güne döndü. Elinde bir değnek tutarak dans eden oyuncak bebek gözlerinin önüne geldi aniden ve utançla başını eğerek gözlerini Kraliçe?nin güzelliğinden kaçırdı. Sayfa: 205
- Kız eğilip ayaklarının dibinden beyaz bir çiçek aldı ve Demirci?nin saçlarına taktı. ?Şimdilik Hoşçakal!? dedi. ?Belki, Kraliçe izin verirse yine görüşürüz.? Demirci o karşılaşmadan sonra atını ülkesinin yollarında sürerken buldu kendini. Aradaki yolculuğu hiç hatırlamıyordu. Bazı köylerde insanlar ona hayretle bakıyor, gözden kaybolana dek arkasından onu izliyorlardı. Evine geldiğinde kızı koşarak dışarı çıktı ve sevinçle selamladı onu -Demirci beklenenden erken dönmüştü, ama onu bekleyenler için değil. ?Babacığım!? diye bağırdı çocuk. ?Nerelere gittin? Yıldızın parlıyor!? Demirci eşiği aştığında yıldız yine soldu, ama Nell onun elini tutup şömineye çekti ve orada durup tekrar baktı ona. ?Sevgili Kocam,? dedi, ?nerelere gittin, neler gördün Saçlarında bir çiçek var.? Çiçeği kocasının saçlarından nazikçe aldı ve kendi eline koydu. Çok uzaktan görünen bir şeye benziyordu, ama oradaydı işte ve çiçekten yayılan ışık, akşam ilerledikçe kararmaya başlamış odanın duvarlarına gölgeler düşürüyordu. Nell?in önündeki adamın gölgesi yüksekti ve koca başı Nell?in üzerine eğilmişti. ?Deve benziyorsun baba,? dedi daha önce konuşmamış olan oğlu. Çiçek ne soldu ne kurudu; onu bir sır ve bir hazine olarak sakladılar. Demirci onun için anahtarlı bir kutu yaptı ve çiçeği orada sakladılar, nesilden nesile aktardılar; ve anahtarı miras alanlar zaman zaman kutuyu açıyor, kutu tekrar kapanana kadar uzun uzun Yaşayan Çiçek?e bakıyordu: Kutunun kapanma vaktini seçen onlar değildi. Sayfa: 203
- ?İyi insanlar ve yiğit savaşçı,? dedi nefes nefese, Çiftçi Giles atının sırtında yaklaşır, köylüler yaba, sırık ve ocak süngüleriyle (makul bir mesafeden) çevresine toplanırken. ?İyi insanlar, beni öldürmeyin! Ben çok zenginim. Verdiğim zararın karşılığını öderim. Öldürdüğüm bütün insanların cenaze masraflarını karşılarım, özellikle de Meşeli papazınınkini; asil bir kitabe dikilmeli onun için -gerçi pek sıskaydı ya. Her birinize gerçekten çok güzel bir armağan veririm. Evime gidip getirmeme izin vermeniz yeterli.? ?Ne kadar?? dedi çiftçi. ?Şey,? dedi ejderha çabucak hesap yaparak. Kalabalığın epey büyük olduğunu fark etti. ?Adam başı on üç lira sekiz kuruş?? ?Saçma!? dedi Giles. ?Zırva!? dedi insanlar. ?Boş laf!? dedi köpek. ?Adam başı iki altın, çocuklara ise yarısı?? dedi ejderha. ?Ya köpekler?? dedi Garm. ?Devam et!? dedi çiftçi. ?Dinliyoruz.? ?Herkese on lira ve bir kese gümüş, köpekler için ise altın tasma?? dedi Chrysophylax endişe içinde. ?Öldür onu!? diye bağırdı sabırsızlanmaya başlamış olanlar. ?Herkese bir kese altın ve hanımlar için elmas?? dedi Chrysophylax telaşla. ?Şimdi konuşmaya başladın, ama yeterli değil,? dedi Çiftçi Giles. ?Köpekleri yine unuttun,? dedi Garm. ?Keselerin büyüklüğü ne kadar?? dedi adamlar. ?Kaç elmas?? dedi karıları. ?Eyvah! Eyvah!? dedi ejderha. ?Batacağım.? ?Hak ediyorsun,? dedi Giles. ?Batmak ile yattığın yerde öldürülmek arasında seçim yapabilirsin.? Kuyruk ısıran?ı salladı ve ejderha büzüldü. ?Kararını ver!? diye bağırdı köylüler cesaretlenip yaklaşarak. Sayfa : 47
- 'Cesaretim yok ki kaybedeyim,' dedi Frodo,'ama şu ana endişeli değilim.
- Eski püskü pantolon giymiş her yaşlı adam, kötü bir ihtiyar değildir.
- Dünya üzerindeki insanlar için ödül, cezadan daha tehlikelidir. (2 Eylül, Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion gibi fantastik kurgu eserleriyle tanınan yazar John Ronald Reuel Tolkien'in ölüm yıldönümü.)
- "Elveda tatlı toprak ve kuzeyin göğü, ebediyen kutsanmıştır, çünkü burada yatmıştı ve burada koşmuştu kıvrak bacaklarıyla Ay'ın altında, Güneş'in altında Tinuviel Luthien fani dilin anlatabildiğinden güzel. Tüm yıkımlar çökse de dünyanın üzerine ve parçalanmış ve devrilip gitmiş olsa da bozularak kadim uçurumun içine yine de yapılması hayırlı oldu, çünkü bu-- günbatımı, şafak vakti, toprak ve deniz-- Luthien bir zamanlar var olmalıydı.
- Bir sözcüğün tam ortasında ölüm sessizliği çöktü.
- Kendinizi buraya kapatabilirsiniz, ama dünyayı sonsuza dek dışarıya hapsedemezsiniz.