- ''Her şeyi düşünmeden konuşabilirim, ama seni hep düşünerek susuyorum... ''
- ÖLÜM HİÇBİR ŞEYE BENZEMİYOR Bir nilüfer yaprağı yüzüyor suyun yüzünde Ölüm hiçbir şeye benzemiyor.
- Su, seni soruyor senin ayağına geldi. Ben, suymuşum eskiden Thales söylüyor. Çakıltaşı, seni su sanıyor. Kentin ağzında bir su birikintisi bu dünyada değilmiş gibi duruyor. suyum ?? ben bırak ?? gideyim.
- Her gün böyle gelip dünyadaki yerini alıyor. 'Zor olan' diyor, 'şiirin hayatını yaşamaktır. Yazmak sonra gelir hep.' Bir bardak su ister Gibi kolay çıkıyor bu sözler ağzından. Kendiyle daha bir içli olmak için sonra Her zamanki eski koltuğuna gidip oturuyor. Göz göze geliyor ağaçlarla denizle gökle. Bir top karanfilde gezdiriyor ellerini. Burnuna götürüyor.Sesleri dinliyor sonra. İyi akşamlar diyen Yoldan geçen bir sesi. Gürültülerle inen sabahı. Sessiz otları. Düşen günü. Sesleri.Sesleri.Sesleri. Böyle bütün gün sesleri dinleyip Çekiliyor sonra, dünyadaki yerine.
- ... Sesi, sanki çok ötelerden gelirmiş gibi Ezik, suskun odaları dolaştı durdu. Masada açık duran bir kitabı gösterdi sonra Ölünün, son kez elini sürdüğü ve kaldığı. "Burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu, Elinden kitabın düştüğünü gördük sonra. Hepsi bu." Böyle dedi, yüzüne kapayıp ellerini Alınmış gibi bir bulutun yer değiştirmesinden.
- Sizi gördüm,denizin evinde. Akşamüstleri gibi güzeldiniz. Bir balık su değiştiriyordu. Yeni yeni bunalım duvarları çıkıyorduk her gün. Sıkıntımıza giriyordu adın. Büyüttükçe artıyordunuz. -Gökyüzü duyuluyor , dedim. Baskının sessiz ülkesine vardım. Seni yürüyorum.
- ?Zaman ki sonsuzdur Bitmemiş şiirler gibidir. Bazı hüzünleri Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir. Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık İsteğin bulanık kıyısında....?
- Ve elbet gök diye bir şey Ağzının kıyısına takılıp duran.
- Hepimiz işimizi gücümüzü bıraktık Tam beş dakika dünyayı dinledik (s.97)
- "Hepimiz işimizi gücümüzü bıraktık Tam beş dakika dünyayı dinledik" (s.97)