- Geçmiş geri geldikçe beni mutsuz ediyor ise geçmemiş midir? Hala burada benimle mi yaşamaktadır? Zaman yolculuğu dedikleri bu mudur? Yolcu, zamanın kendisi de, yolculuk mekanı ben miyim? O esnada kalbim neden yanıyor? Arz ederim.
- ?Aslında, tam diye bir şey yoktur,? dedim, ?her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.
- Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.
- "Ayna," dedim fısıltıyla. "Buyurun benim," dedi. "Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi. "Nasıl görünmek isterdin?" dedi. Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü. "Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim." "Denememeni tavsiye ederim," dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez
- Bir şey içime oturmuş kalmıştı. Yok olmak. Toz olmak istiyordum. Varlığım orada olmamalıydı. Gelip beni alsalardı. Uzaydan ya da bir yerlerden gelselerdi. Sessiz sedasız kaybolsaydım. Yerime Kız Kulesi?ni bıraksalardı. Ne alakaysa?
- ?Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin?? ?Hocam? dedik, ?yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Öğlen uykusu bilmeyiz. İcabında numaradan göz yumar, kaşla göz arasında tüyeriz. Bu muhabbet bize uymaz.?
- ?Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin?? ?Hocam? dedik, ?yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Öğlen uykusu bilmeyiz. İcabında numaradan göz yumar, kaşla göz arasında tüyeriz. Bu muhabbet bize uymaz.?
- "Ulan," dedim, "ayna...Seni yüz parça yapar,parçalarını şehrin varoşlarına dağıtırım. Öyle bir yerleştiririm ki parçalarını, ömrün bir araya gelebilmek için kıçını yırtmakla geçer. Sen parçalarını bir araya getirip kafanı toplarken, şehir alır başını başka bir yere gider, ayvayı yersin."
- "Bu kapıları tanıyordum. Kapanırken enteresan sesler çıkarıyorlardı."
- "Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı."