İclal Aydın
- Doğum: 1971
- Memur olan ailesinin o dönemde Nevşehir'de görevde olması nedeniyle Nevşehir'de doğdu. O bir yaşındayken yine tayin nedeniyle Ankara'ya taşındılar. İlkokuldan sonra bir süre Elazığ Anadolu Lisesi'nde yatılı okudu. Annesiyle babasının ayrılması üzerine yeniden Ankara'ya döndü. Ortaokul ve lise yıllarını yazarak ve tiyatro çalışma... (devamı)
- Kendi iç dünyanızda uçuş yüksekliğinin sınırı yok elbet ...Ama zamanı geldiğinde yapılacak o yumuşak inişte ustalaşmak için kaç kez yere çakılıyor insan düşünsenize...
Uçuşa başladığımız noktadan ne kadar uzaklaştığımızı nasıl hızla unutuyoruz...
Burnum yere her yapıştığında tekrar havalanmak zorunda olmaktan bıksam da bundan başka bir seçeneğimin olmadığını öğrendim artık.tecrübe denilen şey böyle böyle ediliyor demek ki ...
Ne kadar yüksek,o kadar soğuk...Ne kadar yüksek,basınç o kadar fazla...Ne kadar yüksek,düşmesi o kadar sert...
Hepinizi rüyalarınızdaki cennetten, dizlerinizdeki yara izinden,dilinizdeki zehirden ve gülüşünüzdeki masumiyetten tanıyorum...
Siz mışıl mışıl uyurken bunları yazan bir uykusuzdum ben ! - İnsan, kollarının direnme gücü tükendiğinde vazgeçiyor bir şeylerden...
Bir tercihte bulunuyor...
Ya annesini seçiyor ya da karısını.
Ya karısını seçiyor ya da sevdiğini.
Ya sevdiğini seçiyor ya da çevresini...
O vahşi sular alıp götürüyor bir şeyleri. - Gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi... Yapılamayanlar mı acaba, orta yaş üstü kuşağı bu kadar öfkeli yapan? Ya da henüz bilemiyor olmaktan mı kaynaklanıyor gençlerin kontrolü güç umursamazlıkları... Ve karamsarlıkları...
- Farkında mısınız, bazen aynı hımbıl soruları sorarken yakalarız kendimizi. Senin gözlerin niye öyle bakıyor? Seni daha iyi görebilmek için yavrum. Bu cevabı yıllardır duyarız da bazılarımız hala kurtla babaanneyi ayırt edemeyiz.
- Hayat herkese eşit davranmadığı gibi seçtiklerine de ufak tefek oyunlar oynayabiliyor.
- Bu ülkenin bazı kadınlarını anlatmak zordur. Anlatılamadıkları için, her karede başka kadın olurlar. Ya da on binlerce kadındır aslında ve bu yüzden anlatılamazlar.
- Susmak da aşkın yollarından biriymiş. Bunu öğrendim.
Susulmuş çok aşkım yok ama aşktan sustuğum çok hikayem var desem.... - Acı unutuluyor ama geçmiyor galiba...
Geçtiği için değil, tam tersine, hiç geçmediği için unutuluyor acı. Üzeri eski bir çarşafla örtülüyor. - HAYAT... Kendimizi sevmek ve bulmak oyunu...
- Aşkta mesele şu ki... O dönme dolap, adı üzerinde, dönüyor... Yükseliyor... Alçalıyor... Ama sen hep en tepedeki halini anımsıyorsun...