- ?Acaba hiçbir şey anlatmamış olmak mümkün müdür?? diye soruyorum kendime. Doğrusu, hiçbir şey anlatmamış olmayı çok isterdim. Her şeyi ancak o zaman anlatmış olurdum çünkü.?
- Hikâye dediğimiz şey kelime kusarak değil, kelime yutarak yazılır...
- Hayatımızı hayal edilemeyecek kadar kolaylaştıran tuşların, butonların ve düğmelerin sayısı arttıkça, metrekareye düşen insan sıcaklığı da giderek azalıyor...
- Gurbet kelimesini eskiden daha sık kullanırdık. İçimizi titreten bu kelimenin, farklı bir ağırlığı vardı hayatımızda; uzaklar onun içinde birikir, tehlikeler onun içinde bekler, umutlar onun içinde yeşerirdi. Hayat bir şekilde gurbetle anlam kazanırdı bir bakıma; aşklar, dostluklar ve insanlar bir şekilde gurbetle sınanır, gurbetle olgunlaşırdı. Bir şehirden bir şehre gidenler de gittikleri yerin adını söyleme gereği duymaz, bunun yerine, gurbete çıkıyoruz, derlerdi. Böyle söyleyince, ruhları da gittikleri şehre göre değil, gurbet diye adlandırılan, içi çeşitli ihtimallerle dolu uçsuz bucaksız bir genişliğe göre pozisyon alırdı sanki. Velhasıl, gurbet kelimesi, acıların, kayıpların, hastalıkların, ölümlerin, ayrılıkların, aşkların ve hasretlerin birçoğunu içinde taşıyan alabildiğine geniş bir kelimeydi. Gurbet şarkılarımız vardı bu yüzden, gurbet türkülerimiz, gurbet mektuplarımız, Gurbet Kuşları'mız ve Gurbet Hikayeleri'miz vardı...
- Yalnızlık, kendimizi alıp kaçtığımız dilsiz bir attır; yelesi bakışlarımızda savrulur hep, nal sesleri duruşumuzda. Bu yüzden uzaklar atların topuklarında zonklar, biz uzaklarda. Zaten yalnızlık bir uzaklıktır yakınımızda.
- Hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır. Her yere ve her şeye ondan gidilir ve ondan gelinir....
- Her şey senin eteklerine süpürüyordu beni içimden; için ki, içimin aynasıydı ve yalnızdık ve yalnızlık biraz da aklın, törelerin ve geleneklerin ve yasalarla alışkanlıkların bizi kuşattığı yerdi...
- çünkü her şey yalnızlık kadar eskidir, yalnızlık kadar uzak; ve her şey uzaklığı kadar güzel..
- "Hayır, bir düş gibi değil; bildiğim, tanıdığım, sıcaklığına alıştığım ve sanki peşinden koşarken birkaç kez yakalayıp nereye giderse gitsin diye, bile isteye bıraktığım birisi gibi kayboldu. Bense, kalakaldım.."
- Yalnızlık alıp karşına kendini,öteki kendinlerle konuşmaktır.Bakışmaktır, öteki kendinlerle; dövüşmektir.Kimi zaman da öldürmektir içlerinden sana en çok benzeyeni, benzemiyor diye. Yalnızlık, öldürmektir..